-
Bu başlık altında; her seferinde ayrı bir başlık açmak istemeyeceğiniz, her türden ve dahi alandan(açıklaması aşağıda), ilginç, kaliteli, katma değeri yüksek bilgileri ve artık öğrenmenin yeni bir metodu haline gelen videoları paylaşalım diyorum. Bir açıklama eklemeye de gerek yok. Bunlar kimi zaman güzel bir makale kimi zamansa güzel bir video olabilir. Zamanla güzel bir arşiv oluşacağını düşünüyorum. Hatta üşenmezseniz favladığınız eski videoları, bilgileri de tek seferde yollayın derim.
Not: Kedi, köpek, politik-siyasi, tiktok, kamera şakası, komiklik videolarını kastetmiyorum ;D Mümkün olduğunca teknoloji, bilim, üretim ekseninde kalırsak güzel olur. Lakin; enteresan bulduğunuz bir yemek hazırlama videosuna da kimse "bu ne yahu" denmez sanırım. Peki neler olabilir? Misal;
Zehirli balon balığı ayıklaması gibi
Veya yerinde duramayan bir seyyahın TED videosu
Veya Tornavidanın hikayesi
Veya tüketici bilinçlendirme videosu
Veya Viski adabı
Veya güzel bir Neden Delphi makalesi
https://jonlennartaasenden.wordpress.com/2019/02/08/5reasons
-
Burası çok acayip bir blog. Ya "bu ne yahu" diyip bir daha girmezsiniz ya da "pembe/Türk dizisi" tadında bağımlılık yapar. Bir doktorun hayata dair kelamları
http://benbugunbunuogrendim.blogspot.com
-
Mesut bey "Forumlar neden berbat?" diye bir video da yapsa harika olur. Mesela nasil oldu da buyuk kitlelerin daha yeni yeni bilgsayarla tasnismaya basladigi yillardan beri varolan donanim haber' den boyle acayip bir sey cikardilar? Nicelik forumlari nasil bir community anlayisi yaratti, para ugruna neleri alttan aldilar, nelere izin verdirler ve nelere boyun egiyorlar? Ya da sadece kendisi ayarinda bir sey mi cikartti ortaya, bu bir netice mi yoksa sadece?
Eskinin azinligi bugunun cogunlugu. Ucuz teknoloji, genis band internet, etik rol model eksikligi, onurgasizlik ve agir karbonhidrat diyeti derken memlekette iki dakika takilabilecegin internet sitesi kalmadi yahu.
-
Bu aralar bushcraft videolarına sarmış durumdayım. Özellikle şu elemanın videoları çok güzel.
Sıfır diyalog, büyüleyici İskandinav doğası, doğada karşılaşabileceğiniz problemlere pratik çözümler, müthiş çekimler ve montaj.
-
Bugun coze' nin hayatta oldugunu ogrendim.
-
Bugun coze' nin hayatta oldugunu ogrendim.
Geçen Mart'ta geldi memlekete ve bizi kızarmış yengeç-tatlı patates manyağı yapıp gitti. Sen yoksan biz ne edelim kardeşim :)
-
https://ocw.metu.edu.tr
ODTÜ'den memlekete hizmet. Tüm dünyadaki fakülte, öğrenciler ve kendi kendine öğrenenler için ücretsiz ve açık bir eğitim kaynağıdır. ODTÜ OCW kredi veya derece vermez ve fakülteye erişim sağlamaz. ODTÜ OCW, çeşitli kurslarda kullanılan malzemelere erişmenizi sağlar.
https://www.quantamagazine.org/barbara-liskov-is-the-architect-of-modern-algorithms-20191120
Barbara Liskov, kod yazmada modern yaklaşımın öncülüğünü yaptı. Günümüzde bilgisayar biliminin karşılaştığı zorlukların tek başına iyi tasarımla üstesinden gelinemeyeceği konusunda uyarıyor.
https://www.youtube.com/watch?v=f6OCJ1eUyzg&fbcli
Sanat çevrelerinde yıllarca ya bir söylentiydi veya şakaydı, ama artık gerçekliği doğrulandı. CIA, Jackson Pollock, Robert Motherwell, Willem de Kooning ve Mark Rothko gibi sanatçıların eserleri de dahil olmak üzere Amerikan modern sanatını, Soğuk Savaş’ta silah olarak kullandı. Adeta sanatı destekleyen bir Rönesans prensi gibi davranan CIA (tek farkı gizliliğiydi) Amerikan Soyut Ekspresyonizm akımını dünya genelinde 20 yıldan daha uzunca bir süre teşvik etti ve tanıttı. Hiç akla gelmeyecek bir bağlantı. 1950 ve 1960’lar öyle bir dönem ki, Amerikaların çoğu modern sanatı sevmediği gibi küçümsüyordu da. Başkan Truman bir seferinde bu popüler görüşü şu şekilde özetlemişti: “Bu sanatsa, ben de Hottentot’um” (güneybatı Afrika’da bir yerli topluluk). Sanatçıların birçoğu zaten McCarthy dönemi Amerika’sında zar zor kabul edilen eski komünistlerdi. Kesinlikle Amerika hükümetinin desteğini almaya alışık olmayan bir gruptu.
-
Geçen gün @ihtiyar ile Whatsapp'da konuşurken konu olmuştu. Şu malzemeyi şuna nasıl yapıştırırım diye. Nasıl bir sorunsa artık komple çözüm sunmuşlar.
https://www.thistothat.com
-
Lanet bir şey; silikon malzeme ve hiç bir şeyle yapıştıramadım. Zaten yenisini aldım zorunlu olarak. Yapıştırmak istediğim şey, cpap maskesinin silikon kısmında. Eğer onu yapıştıracak bir şey varsa bilmek isterim, halen kenarda duruyor. :)
-
https://www.engadget.com/2019/10/18/us-military-nuclear-missiles-floppy-disks/
Ne gerek vardı böyle gereksiz masrafa??? :D
https://www.techrepublic.com/article/python-is-eating-the-world-how-one-developers-side-project-became-the-hottest-programming-language-on-the-planet/
Neredeeeennnn nereye! Yedin bitirdin bizi Python!
http://morrick.me/archives/8432
Ne varsa Apple'da mı var acaba?
-
https://www.matematiksel.org/verimli-bir-calisma-metodu-pomodoro-teknigi
-
https://thecomposites.tumblr.com
https://jonlennartaasenden.wordpress.com/2018/09/13/helpdoc-documentation-made-easy
https://jonlennartaasenden.wordpress.com/2019/02/08/5reasons
-
https://www.youtube.com/watch?v=tAGnKpE4NCI
müzik dinledim
sibcrew'in kaçırdığım zx spectrum demolarını izledim.
rus spectrum camiasında bir ayrım mevcut, bir tarafta çok sağlam coder alonecoder, spectrumun en iyi grafikeri olan diver vs. varken diğer tafta bu elemanlar var. Sağlıklı bir çekişme diyebiliriz. Spectrum 20 yıl geriden geliyor scene çekişmelerinde. Ben her iki tarafı da takip ediyorum. Üzücü bir durum, her iki tarafta da çok yetenekli adamlar var, ama sibcrew tarafı bana daha samimi geliyor. Oyum sibcrew'e, fuckingslerim ise çok sevgili diver ve alonecoder ile eşrafına...
-
Gayet sevimli, eğlenceli, C64 tadında bir demo olmuş. Müzikler de başarılı.
-
https://vintageisthenewold.com/yandex-retro-games-battle-2019-time-for-zx-spectrum-gamers-vote-now/
Rus Spectrumcular diyince... Yandex'in düzenlediği şöyle bir yarışma var ve özellikle Drift Spectrum cüssesine göre acayip bir iş olmuş cidden.
-
Evet gördüm, 19 oyun katılmış yarışmaya. Hepsi de güzel oyunlar. Drift'in sunumu modern konsol oyunlarına benziyor, doğru düzgün bir açılış sahnesi de mevcut. Araba animasyonu da bir sürü kareden oluşuyor ve çok güzel çizilmiş.
https://rgb.yandex/
Tüm oyunlar siteden Java Emülatör ile oynanabiliyor, özellikle yazzie'ye bakın derim
-
Bu aralar bushcraft videolarına sarmış durumdayım. Özellikle şu elemanın videoları çok güzel.
Sıfır diyalog, büyüleyici İskandinav doğası, doğada karşılaşabileceğiniz problemlere pratik çözümler, müthiş çekimler ve montaj.
Yaa bu çok enteresanmış. Ben arasıra Serdar Kılıç izlerdim. Ama sürekli konuşma olması ortamın büyüsünü sekteye uğratıyordu. Gerçi meraklsına o da güzel ama tamamen doğal seslerin olacağı bir videonun varlığı hiç aklıma gelmemişti.
-
https://1000kitap.com
Kitapseverler için harika bir yer.
https://radio.garden
Dünyanın herhangi bir noktasını seçip oraya ait radyoları dinleyebiliyorsunuz.
https://librivox.org
Sesli kitap kütüphanesi
-
http://internet.org.tr
https://eksisozluk.com/entry/99055909
Türkiye'de internet'in ilk bağlantı fotoları var.
https://mynoise.net
Huzur dolu sesler
https://www.draw.io
Online olarak diagram çizimi
-
Silikon Vadisi (Anlatılmamış Gerçekler) Belgesel
80'ler (Müthiş Aygıtlar) Belgesel
-
https://wordery.com/best-selling-books-by-year (https://wordery.com/best-selling-books-by-year)
Yıllara göre en çok satan kitaplar. Doğduğun sene en çok satan kitap neymiş gibisinden bakıyorsun :)
'73 yılında en çok satan kitap Richard Bach'ın "Jonathan Livingston Seagull" imiş. Kitabı okumadım ama seksenlerin başı gibi TRT'de dizisinin olduğunu hatırlıyorum. Herşey sisli ama martı çığlıkları ve kör kız eksenli gerilimi hala hatırlıyorum. Bundan güzel oyun olur :)
Dedim ama bu noktada bir düzeltme giriyorum araya. matahari'den bu ikisinin aynı olmadığı yolunda bir uyarı geldi. Benim hatırladığım dizi Martı Adası idi ve kitapla alakası yokmuş. Nedense roman uyarlaması ve o romanın da bu olduğu kalmış aklımda.
https://www.imdb.com/title/tt0080935
-
hadi bu da benden gelsin:
https://www.idlethumbs.net/designernotes/episodes/sid-meier-part-1
sid amca ile tasarım vakti...
Sid Meier (saygıyla eğilmeye devam), oyunların tematik derinliğini tartışırken Bruce Shelley'nin bir sözünü tekrar etmiş bu konuşmasında: "civilization için araştırmalarımızı çocuk kitapları bölümünden yapıyoruz" diye.
ilgili Shelley cümlesi daha ağır bence, "civ'i çocuk kitaplarından, age of empires de olsa olsa hollywood tipi tarihtir" demiş (orjinalini koyayım, ben bunu anladım bu cümleden):
"Flattening the tech tree and stepping down from seven to four ages worked well with the designers' intended approach for the game, anyway. Borrowing from the lesson of Civilization, which had been designed with help from books in the children's section at a public library, Age of Empires would be about what ex-Ensemble people call "Hollywood history." kaynak: https://arstechnica.com/gaming/2018/01/the-age-of-age-of-empires-as-told-by-the-devs-who-built-it/
Burada "hollywood tipi tarih" derken spielberg'in özeleştirisini hatırlayarak çeviri yaptığımı söylemem gerekiyor, "hollywood'un "istediğini istediği gibi" gösterdiği filmer yüzünden izleyicinin tüm filmlere ciddiyetsiz yaklaştığını, schindler's list gösteriminde bazı sahnelerde siyahi gençlerin kahkahalarla güldüğünü gördüğünü, bu yüzden bir sorumluluk hissettiğini ve amistad'ı çektiğini" söylemişti kendisi. (Komik tabi, çünkü Amistad da kesinlikle beyaz adam gözüyle çekilmiş bir filmdi-- hollywood history buraya kadar)
-
https://twitter.com/GokhannSenturk/status/1209591228414730246
"70'lerde Reno'lar piyasaya ilk çıktıklarında sağ aynasız çıkıyordu fabrikadan. Alan kişi ilk önce sağ aynayı taktırıyordu.
Polis arabalarına kimse cebinden ayna taktırmadığı için sivil polis araçları hemen belli oluyordu. Bu yüzden polislerin adı argoda 'Aynasız' olarak kaldı."
(https://pbs.twimg.com/media/EMlUzbaXsAAv2Fu.jpg:small)
-
https://www.androidarts.com/Amiga/ZX.htm fantastik zx spectrum fikirleri...
(https://i.postimg.cc/SJvn81BN/image.png) (https://postimage.io/SJvn81BN)
(https://i.postimg.cc/cg0CZpnT/image.png) (https://postimg.cc/cg0CZpnT)
(https://i.postimg.cc/3yCrLtcG/image.png) (https://postimg.cc/3yCrLtcG)
böyle şeyler :D
(edit: postimg.cc bloklanmış güzel ülkemizde, imajlar açılmıyor, asıl öğrendiğim bufur)
-
(edit: postimg.cc bloklanmış güzel ülkemizde, imajlar açılmıyor, asıl öğrendiğim bufur)
Yani bu ulkenin de, insaninin de guzel seyler olmadigini ogrenmissin. Gec olsun guc olmasin.
-
Anladigim kadariyla program sarkastik bir yapida. Mesela bu bolumde teknoloji embeseli iki cahil insani canlandirmislar. Bir nevi teknozaytung.
Eline eski bir donanim geciren herkes neden video yapma geregi duyuyor? Bir tur "Retro PC videosu yapmaliyim" paraziti falan mi var evcil hayvanlardan bulasan ve direkt beyine yerlesen? Birbirinin ayni 100.000 tane Retro pc sistemi videosu... Ne yapmaliyiz? Zombilerde oldugu gibi beyinlerine mi calisacagiz bu insanlarin? Hangi beyinlerine bir de?
Tabii bu adamlarin hazirladigi video benzer 100.000 tanesinin icinde bile gayet boktan hatta aptalca kaliyor. Bu anlamda ozel yani.
-
içerik üretmek çok zorlu bir süreç... eninde sonunda herkes bu saçmalığa batmak zorunda.
tv programlarını düşünün, en babası 26-28 hafta sürer, sonra tatile çıkar, tuttuysa bir sonraki sene devam eder. youtubeda tatil yok, ara vermek yok, rating sürekli ensende, rekabet sonsuz, sürekli ve nefessiz üretim içinde olmak zorundasın ki bunu sürekli yapmanın imkanı yok. Zorlarsan ve yeterli kapasite/imkan yoksa sonuç bu oluyor.
Ama bu program bana birşey hatırlattı, gerçekten de master/slave diye birşey olduğunu unutmuşum. Hatta daha eski disklerde jumper olurdu, diski slave falan yapmak için. Tam bir jumper savaşı...
-
Ama bu program bana birşey hatırlattı, gerçekten de master/slave diye birşey olduğunu unutmuşum. Hatta daha eski disklerde jumper olurdu, diski slave falan yapmak için. Tam bir jumper savaşı...
Üç beş sene bilgisayarcıda teknik servis elemanı olarak çalıştım, ilk zamanlarda hdd'lerdeki değil de anakart üzerindeki jumper olayını hiç anlayamadım. cpu'yu takınca anakartın otomatik ayarlaması lazım, jumper'e ne gerek var. cpu'yu algıla geç, beni ne uğraştırıyorsun diyordum. sonra arkadaşlardan biri dedi ki, "lan kazma, insanlar belki cpu'yu olması gerekenden daha yüksek frekansta çalıştırmak isteyecek?". "haa dedim, doğru diyorsun ya hu..."
Bu arada dünya da değişti tabi, şimdilerde "master/slave", "dişi/erkek" tanımına takmış insanlar bile var. Bu tanımlar seksistir, ırkçıdır falandır gibilerinden, bilemedim...
-
cpu'yu algıla geç, beni ne uğraştırıyorsun diyordum. sonra arkadaşlardan biri dedi ki, "lan kazma, insanlar belki cpu'yu olması gerekenden daha yüksek frekansta çalıştırmak isteyecek?"
Aslinda sebep sadece donem anakartlarinin basit tasarimlara ve dogal olarak kisitli becerilere sahip olmasiydi. Yani uzerine takilan cpu' yu taniyarak kendini ona gore konfigure edebilecek bir anakart ciddi tekknoloji demek aslinda.
Monitoring ve yazilim tabanli konfigurasyon once markali tabir edilen bilgisayarlarda ortaya cikmaya basladi. Ardindan kacinilmaz olarak oem piyasasina yonelik anakartlarda yer buldu. Tabii ilk ornekler bile hala plug&play seyler degildi, illa bir yerlerde bir seyi mekanik olarak ayarlamaniz gerekiyordu. Teknoloji ilerledikce de fonksiyonlari yazilimsal olarak kontrol edebilmek ucuz hale geldi, kontrol becerileri ve cesitleri artti. Fakat bu gerceklesene kadar en efektif konfigurasyon yontemi jumper' lardi.
Ayrica gunumuzde kesin hatlariyla belirlenmis standartlar soz konusu. iki masa ustu cpu ureticisi var, her uretici de kendi anakart altyapisini kullaniyor. Oysa gecmiste onlarca cpu urticisi ve onlarca model vardi. Buna ragmen istisnalar haric hepsi ayni altayapiyi kullaniyordu. Soz konusu x86 cpu' lar bile olsa bu standart kakafonisine cevap verebilmeleri gerekiyordu anakartlarin.
Son kullanicida (ve izledigimiz su tiplerde) bilgisayar dehasiyim hissiyatini yasatan overclock kavramiysa erken donemlerde pek anlam ifade etmiyoru, konfigure edilebilirlik anlaminda bir mecburiyet soz konusuydu sadece.
-
Pentium 75'i 100MHz, Celeron 300A'yı 450MHz'ye çıkarttığımda gayet hissedilebilir bir hız artışı gerçekleşmişti, çok da gariban tesellisi gibi değildi...
-
Ben cpu' yu calismasi gereken hizin uzerinde calistirilmak ise yaramiyor gibi bir sey yazmadim. Ayrica celeron 300 falan pek erken donem seyler degil. Overclock kavraminin sektor egilimi olmaya basladigi zamanlara denk geliyor o cpu' lar.
-
Selam,
Bu anlatacağım ilginçliği bugün öğrenmedim tabii. Bu benim hayatımı adadığım şanlı 'Fintech' sektörünün 'Kredi Kartı' bölgesinden bir ilginçlik.
Her gün kullandığımız kredi kartlarımız var ya. Hani POS makinasına takıyorsunuz ve size şifre soruyor. Siz de şifrenizi giriyorsunuz ve ödeme gerçekleşiyor. Sonra aynı kartla gidip ATM'den para çekiyorsunuz mesela. Gene şifrenizi giriyorsunuz ya, işte o şifre ile alışveriş yaparken girdiğiniz şifre aynı şifre değil. Kredi kartı kullanırken POS'a girdiğiniz şifreye 'offline PIN', ATM kullanırkenki şifreye 'online PIN' deniyor. Tamamen alakasız iki ayrı şifre bunlar. Tutuldukları yerler, kontrol mekanizmaları ve hatta mantıkları bile birbirinden çok farklı. 'Offline PIN' kartın üzerinde tutulur ve kart tarafından kontrol edilir. 'Online PIN' is banka hostlarında tutulur ve ancak oraya ulaşarak kontrol ediliebilir.
Ama nasıl olur, biz hep tek şifre kullanıyoruz. Ve yeni bir kart aldığımızda veya kartımız yenilendiğinde tek bir şifre set ediyoruz her zaman? İşte asıl ilginçlik burada: Tüm bankalar öncelikle online PIN'inizi set eder ve sonra kartınızı yakaladığı ilk durumda offline PIN'inizi online PIN'inize eşitler. O yüzdendir ki internet veya telefon bankacılığından şifrenizi değiştirdiğinizde, "yeni şifreniz ilk alışverişinizde kartınıza yüklenecektir" diye bir bildirim alırsınız. İlk ödeme işleminizde hala eski şifrenizi girmeniz beklenir (veya yeni bir kart ise hiçbir şifre girmeden işlem bankaya gider). Hatta bu yeni şifre yükleme işi de kart ile ödeme işlemi sonunda kart üzerinde bir script çalıştırarak yapıldığı için (dikkat ederseniz farkedeceksiniz) bahsettiğim bu ilk işlem normalden uzun sürer.
Aslında kart standartlarında bu iki şifreyi ayrı ayrı tutup ayrı ayrı kullanmak konusunda herhangi bir kısıt yok. Peki neden ayrı ayrı şifreler varken kullandırmıyor bu adamlar bize bunları? Cevap basit: Kullanıcı olarak bizler iki ayrı şifreyi yönetebilecek kadar bile akıllı değiliz. Bankalar da online veya offline şifrelerin unutulması veya birbirine karıştırılması durumundaki call-center, kart basım vs maliyetlerden kaçmak için güvenlikten fedakarlık ederek şifreleri teke indirirler.
İşte böyle...
-
Bankalar da online veya offline şifrelerin unutulması veya birbirine karıştırılması durumundaki call-center, kart basım vs maliyetlerden kaçmak için güvenlikten fedakarlık ederek şifreleri teke indirirler.
Ben bildim bileli böyle diye hatırlıyorum. Acaba hangi yılda böyle bir uygulamaya geçtiler?
Bir de konu CC olunca aklıma Diners Club kartı geldi. Sanırım 80ler sonu veya 90lar başı gibi Türkiye'ye gelmişti. Reklamını da ismi lazım değil poşette satılan bir dergide görmüştüm :) Hala var mı bilmiyorum.
------------------------------------------------------------------------------------------------------
https://twitter.com/page_eco/status/1188749430020698112
Mantık Kapıları bu kadar mı güzel anlatılır.
https://www.bbc.co.uk/newsround/51012498
https://shop.royalmail.com/special-stamp-issues/video-games
İngiliz PTT'si Video oyun temalı pul vs. satıyormuş.
-
Bankalar da online veya offline şifrelerin unutulması veya birbirine karıştırılması durumundaki call-center, kart basım vs maliyetlerden kaçmak için güvenlikten fedakarlık ederek şifreleri teke indirirler.
Ben bildim bileli böyle diye hatırlıyorum. Acaba hangi yılda böyle bir uygulamaya geçtiler?
Bir de konu CC olunca aklıma Diners Club kartı geldi. Sanırım 80ler sonu veya 90lar başı gibi Türkiye'ye gelmişti. Reklamını da ismi lazım değil poşette satılan bir dergide görmüştüm :) Hala var mı bilmiyorum.
Çipli kredi kartlarının tüm dünyadaki POS'larda geçebilmesini sağlayan standartlar yanlış hatırlamıyorsam 1996 senesinde gelmişti. Türkiye'deki bankalar başından beri bu tekleştirmeyi uyguluyorlar. Hiç ayrık şifreler olmadı bizde. Ama kart standartları bu şifre işi ve bunun yanında sayısız customization'a izin veriyor. Yine de dünyada kullanlan kartların %99'u birbirine çok benzeyen ve çok çok basit template'ler kullanıyorlar. Hatta mesela Amerika'da kullanılan yapı bizimkinden daha da basit. En azından onlardan daha akıllı kullanıcılar olduğumuzu gösteriyor bu :)
Diners Club kart aslında bir Discover kart. Şimdi baktım, Türkiye'de şu an AlternatifBank'ın Diners kartı varmış. Sanırım bir tek o var. AlternatifBank'ın kart resmine bakarsanız,
(https://www.alternatifbankdinersclub.com/cdn/assets/images/dinersclub-platiniumcard.png)
sağ alt kısımda Troy logosunu görürsünüz. Al sana bir funfact daha: Yerli ve milli kartımız Troy da aslında Discover baz kernel'ini %99 kullanır. :)
-
Merhaba,
Düzeltmek ve ek bilgi vermek için yazıyorum "Diners Club kart aslında bir Discover kart. Şimdi baktım, Türkiye'de şu an AlternatifBank'ın Diners kartı varmış. Sanırım bir tek o var. AlternatifBank'ın kart resmine bakarsanız" yorum doğru değil Türkiye'nin Ödeme Yöntemi(TROY) kartların hepsinde(diğer bankalar da veriyor bkz. Yapı ve Kredi Bankası) Diners Club'ı görürsünüz ki bu size yurt dışında da alışveriş yapabilmenizi sağlayan ağdır aslında ve yurt içinde bir önemi yoktur.
"Al sana bir funfact daha: Yerli ve milli kartımız Troy da aslında Discover baz kernel'ini %99 kullanır. :)"-- çok da yerli değil demeye getirmişsiniz sanırım ama TROY gerçekten Türkiye'nin Ödeme Yöntemi ve başarılı bir girişim her ne kadar yaygınlaştırılması konusunda başarılı olunmasa da.
ek olarak, katıldığım BKM'nin bir eğitiminde öğrendiğim şey şuydu MASTER ve VISA'nın dayatmaları karşısında bakın biz kendi ödeme yöntemimizi yaparız diye masadan karlı bile ayrılmışız daha sonra yine dayatlamalar olmuş ve BKM bunu hayata geçirmiş. İsmiyle ve fikriyle beğendiğim bir uygulama tavsiye ederim desteklemek adına.
-
Düzeltmek ve ek bilgi vermek için yazıyorum
çok da yerli değil demeye getirmişsiniz sanırım
İsmiyle ve fikriyle beğendiğim bir uygulama tavsiye ederim desteklemek adına.
Özgüven ve heyecan iyidir ama keşke kendinizi önce şurada (https://retrojen.org/pano/index.php?board=13.0) bir tanıtsaydınız ve birkaç mesaj geçse idi de ondan sonra düzeltmeler, çıkarımlar ve tavsiyeler gelseydi.
ek olarak, katıldığım BKM'nin bir eğitiminde öğrendiğim şey şuydu MASTER ve VISA'nın dayatmaları karşısında bakın biz kendi ödeme yöntemimizi yaparız diye masadan karlı bile ayrılmışız daha sonra yine dayatlamalar olmuş ve BKM bunu hayata geçirmiş.
Bilgim yok ve bu sebeple bir yorum getirmek istemem ama insan bazen baltayı taşa vurur. Misal gün gelir; o konuyu mış, muş diye anlatmayacak birine denk gelinir.
-
ama TROY gerçekten Türkiye'nin Ödeme Yöntemi ve başarılı bir girişim her ne kadar yaygınlaştırılması konusunda başarılı olunmasa da.
troy yerli ödeme yöntemi tamam da, bu ne promote ediliyor ne de teşvik. Siteye gidip alışveriş yapıyorum, ek komisyonların ödenmediği sisteme de ben visa/troy aynı ücreti ödüyorum. teşviğin büyüklüğü önemli değil, sembolik olarak 25 kuruş falan indirse bari :D
ben de desteklerdim ama yaygınlaştırılmaya çalışılması lazım.
-
troy yerli ödeme yöntemi tamam da, bu ne promote ediliyor ne de teşvik
Gerçekten bu konuda başarılı değil BKM her ne kadar Soner Canko(BKM'nin CEO'su Medium'da aktif yazar kendisi, çok güzel içerikleri var tavsiye ederim.) gibi yenilikçi biri varken.
Ek olarak Troy kart adedi 9 milyon(https://www.bolgegundem.com/troyun-kart-sayisi-temmuzda-dokuz-milyona-ulasti-982100h.htm (https://www.bolgegundem.com/troyun-kart-sayisi-temmuzda-dokuz-milyona-ulasti-982100h.htm)) az bir rakam değil ama Türkiye'deki kart sayısını(https://bkm.com.tr/pos-atm-kart-sayilari/ (https://bkm.com.tr/pos-atm-kart-sayilari/))düşününce baya az :(
-
Spesifik bir bilgi değil ama British Pathe diye bir video arşivinin varlığını öğrendim. Çok acayip videolar var.
1923 tarihli Sultan Of Turkey Flees haberi gibi.
https://www.britishpathe.com/video/sultan-of-turkey-flees/query/sultan
1912 tarihli Franz Reichelt'in başarısız uçuş denemesi.
https://www.britishpathe.com/video/death-jump-eiffel-tower/query/franz+reichelt
-
Spesifik bir bilgi değil ama British Pathe diye bir video arşivinin varlığını öğrendim. Çok acayip videolar var.
sevgili dostum,
robdöşambrlarımızın içine işlettiğimiz linkler bunlar :)
https://retrojen.org/pano/index.php?topic=622.0
-
Uzun yıllardır Elektronik Deney Setleri (https://www.teesmaxx.com/kategori/elektronik-deney-setleri) üretip satan TEES firmasının, Arduino ile entegre çalışan setler de üretmeye başladığını öğrendim:
https://www.teesmaxx.com/kategori/arduino-deney-setleri
Benim standartlarımda yine çok pahalılar, fakat çocuğu 4.-7. sınıfta okuyanlar için gayet güzel setler bence.
-
Ooo guzelmis bu yahu. Elektronik hakkinda bildigim iki uc numarayi zamanin TEES deney setlerinden ogrenmisimdir. Adamlar setleri gelistirip zamana uygun hale getirmisler bravo. Keske tanitim videolari yapma konusunda da ayni gelisimi gosterselermis.
Lego bir bu iki, cocuk gelisimine muazzam katkisi olacak hedeler.
-
Uzun yıllardır Elektronik Deney Setleri (https://www.teesmaxx.com/kategori/elektronik-deney-setleri) üretip satan TEES firmasının, Arduino ile entegre çalışan setler de üretmeye başladığını öğrendim:
https://www.teesmaxx.com/kategori/arduino-deney-setleri
Benim standartlarımda yine çok pahalılar, fakat çocuğu 4.-7. sınıfta okuyanlar için gayet güzel setler bence.
Bu mükemmelmiş, çer çöp hediye almaktansa meraklı bir çocuğa takside girilip alınabilecek bir doğum günü hediyesi olabilir.
-
Terminator 6: Alin yazisi.
Film, james Cameron isimli bir sektor dehasinin alzheimer olup bunamasini anlatiyor.
-
https://archive.org/details/guggenheimmuseum?&sort=-downloads&page=2
Ücretsiz 200 civarı sanat kitabı indirilebilir şekilde
-------------------------------------------------------
https://www.voxvote.com/
İzleyici/dinleyici kitlesi ile birşeyler paylaşma veya oylama yapmak gibi etkileşime girmek için.
-------------------------------------------------------
https://www.pocket-lint.com/tv/news/star-wars/147767-star-wars-machete-best-movie-viewing-order
Star Wars Dünyası pek ilgimi çekmez. İşin doğrusu ben Star Trek ve Stargate adamıyımdır. Neyse, ama Kerem'e bu külliyatı izleteyim dediğimde nereden başlatacağıma karar verememiştim. Sonra bu makaleyi buldum.
-------------------------------------------------------
Sahte trafik sıkışıklığı yaratarak neler yapılabilir kimbilir. Bir Holywood yapımında izleriz artık.
-
https://www.pocket-lint.com/tv/news/star-wars/147767-star-wars-machete-best-movie-viewing-order
Star Wars Dünyası pek ilgimi çekmez. İşin doğrusu ben Star Trek ve Stargate adamıyımdır. Neyse, ama Kerem'e bu külliyatı izleteyim dediğimde nereden başlatacağıma karar verememiştim. Sonra bu makaleyi buldum.
Valla bence "best order" dediklerinde iyice çorba etmişler.
Ben zaten doğal olarak seriyi (ilk 6 filmi) "çekilme/vizyona girme" sırası ile seyretmiştim; Episode 7 (The Force Awakens) vizyona girdiğinde bizim çocuklar da sinemada seyretmek istediler, tabii öncelikle önceki bölümleri seyredelim dedik ve yine "vizyona girme sırası ile" seyrettik, iyi ki de öyle yapmışız diyorum.
Ardından yine vizyona girme sırası ile Rouge One, Ep. 8 ve Han Solo filmlerini de seyrettik ve hiç de pişman değiliz. (Bu aralar Ep. 9 ve Mandalorian serisini de seyretmeyi planlıyoruz fakat başımızda LGS'ye hazırlanma belası olduğu için ne zaman yaparız belli değil.)
Bu arada, ben de hiç Stargate serisi ile haşır neşir olmadım, tavsiye eder misiniz?
-
Sikildikca acar izlerim. 1983 ile 1994 yillari arasinda ABD'de yayinlanmis Computer Chronicles adli programin tum bolumlerini YouTube'a yuklemisler. Duzenledikleri bilgi yarismalarinin videolari da var.
https://www.youtube.com/user/ComputerChroniclesYT
Numunelik bir de video ekleyeyim.
The Computer Chronicles - Computer Games (1984)
-
Ayrica https://archive.org/details/computerchronicles uzerinden de kulliyata ulasablilirsiniz farkli formatlarda.
Archive.org nallari diker diye diye 2006 - 2007 civarinda neredeyse tamamini indirmis fakat izledikce sadece begendiklerimi birakmaya karar vermistim zira o zaman icin ciddi bir alan kapliyordu MPEG-2 formatinda.
Sunucu Stewart Cheifet fakat eski bolumlerde CP/M' in yaraticisi olan Gary Kildall yardimci sunucu olarak programda yer aliyor. Gary Kildall' in adini duymadiysaniz hakkinda bir kac satir okumaya degecek biri oldugunu soyleyebilirim.
-
Archive.org nallari diker diye diye
Oyle bir sey olursa kahrolurum. Alternatifi yok malesef. Reddit'te Archive Team'in Valhalla adli bir plani var fakat cok gercekci gozukmuyor suan. Insanlar The-Eye ile idare ediyor.
https://www.archiveteam.org/index.php?title=Valhalla
https://the-eye.eu/
Sunucu Stewart Cheifet fakat eski bolumlerde CP/M' in yaraticisi olan Gary Kildall yardimci sunucu olarak programda yer aliyor. Gary Kildall' in adini duymadiysaniz hakkinda bir kac satir okumaya degecek biri oldugunu soyleyebilirim.
Uzucu bir hayat. O kadar inovasyonun karsiligini alsaydi acaba yine alkolik olur muydu diye dusunuyor insan.
-
Sanırım bu font dedektifliğini en çok @Adamın Biri beğenir.
https://manifold.press/tipografik-bir-hafiyelik-hikayesi-harf-devrimi-nin-gizemli-sans-serif-i
-
Sanırım bu font dedektifliğini en çok @Adamın Biri beğenir.
https://manifold.press/tipografik-bir-hafiyelik-hikayesi-harf-devrimi-nin-gizemli-sans-serif-i
İlk bakışta bizim panoyla ilgisi yokmuş gibi gözükse de bu yazı aslında Retrojen'e hiç de uzak değil. Kendisi de benzer hafiyelikler yapmayı seven Alcofribas da aradaki ilişkiyi çok iyi yakalamış ve iyi orta gol getirir hesabı bana paslamış. Benim font konusundaki yaptığım tek araştırma (ona da araştırma denirse artık) GameShow'un logosu üzerineydi. Ama dergi tasarımı konusuna olan zaafım bile bu yazıdan aldığım keyfi katlamaya yetti. Sherlock Holmes-vâri iz sürmeye şapka çıkarmamak elde değil, ama asıl soruya cevap alamamak bir nevi anti-climax yaratıyor.
-
"1971 yılında teksir halinde yayın hayatına başlayan Antares fanzin 1974 yılında dergi olarak yayın hayatına devam ediyor.
...
1973 yılında science fiction kelimesine bilim-kurgu olarak karşılık bulan Orhan Duru’nun sayesinde 1974 yılında Türkiye’nin ilk fanzini ilk bilimkurgu dergisi olarak yayın hayatına devam ediyor."
https://fanzinapartmani.com/turkiyenin-ilk-fanzini-antares-fanzin-pdfli/
Yazının sonundaki foto tam demoscene parti fotosu :)
-
@akermen sağolsun Web tarihinden önemli anları listeleyen güzel bir bağlantı paylaştı. Özellikle 94-95 ve 2004-2005 dönemleri epey hareketli geçmiş.
https://thehistoryoftheweb.com/timeline/?date_from=all
Yazının sonundaki foto tam demoscene parti fotosu :)
Foto ayrı güzel, yazı ayrı güzel.
-
Sanırım bundan sonra görmemizin çok zor olacağı mesleklerden birini icra ediyor: Fermuar tamirciliği
https://www.diken.com.tr/300-lira-istenen-montu-nasil-10-liraya-yaptirdim
-
Ortamda buna benzer bir şey paylaşılmıştı sanki ama emin olamadığım için...
DIN konnektör pinlerine lehim yapmayı kolaylaştıran modifikasyon.
-
Ortamda buna benzer bir şey paylaşılmıştı sanki ama emin olamadığım için...
DIN konnektör pinlerine lehim yapmayı kolaylaştıran modifikasyon.
Evet yıllar önce @eins sağolsun benim konnektör lehimlemede gözümü açmıştı. Çünkü normalde lehimlerken pinlerin plastik yuvaları eriyerek konektörün pinlerinin yamulmasına sebep oluyorlar. Sonra soğuduğunda da ya çok zor oturuyor ya da hiç girmediği de oluyor. Bu her türlü konektör için geçerli.
Artık konektörü gireceği sokete takılı şekilde hızlıca lehimliyorum. DIN tipinde olanlar en zorları zaten.
-
Dünya'nın her yerinden gazetelere harita üzerinden ulaşabiliyorsunuz.
https://newspapermap.com
-
Belçikalı Johan Vandewalle'nin 87 tarihli videosunu muhtemelen görmüşsünüzdür.
Bugün de yenisine denk geldim.
Bir de madem dil meselesi konu oldu, o halde Keptins linki de bırakayım. Aksan meselesi benim nazarımda pek önemli bir hadise değildir. Olursa iyidir hoştur ama olmazsa da dert edilecek mesele değil. Keptins bu meseleyi epey irdeliyor ama çok yerinde gözlemleri de var. Videoları öğretici olduğu kadar bazıları da epey komik.
https://www.youtube.com/user/keptins
-
Tibees'i bilen çoktur da kaçıranlar varsa şu videolar bizim memleketten. Feza Gürsey'i anlatan videodaki karnelerin dersleri beni benden aldı.
-
Evinde 350 osiloskopu olan adam:
(nedense sayfanın açılması dakikalar alıyor)
https://www.berkshireeagle.com/news/southern_berkshires/collector-of-oscilloscopes-cant-get-enough-lee-mass-what-is-a-oscilloscope/article_049aafe2-f36e-11ed-a6d2-33a06637d330.html
Today, when Klocke leads a visitor from his basement into the garage, then up the narrow stairs to the attic, the tour passes 350 ’scopes, lining columns of wooden shelves, along with countless accessories. He knows their history inside out. Some of his pieces are among the earliest oscilloscopes to be put into practical use.
https://www.oscilloscopemuseum.org/
-
Evinde 350 osiloskopu olan adam:
(nedense sayfanın açılması dakikalar alıyor)
https://www.berkshireeagle.com/news/southern_berkshires/collector-of-oscilloscopes-cant-get-enough-lee-mass-what-is-a-oscilloscope/article_049aafe2-f36e-11ed-a6d2-33a06637d330.html
Today, when Klocke leads a visitor from his basement into the garage, then up the narrow stairs to the attic, the tour passes 350 ’scopes, lining columns of wooden shelves, along with countless accessories. He knows their history inside out. Some of his pieces are among the earliest oscilloscopes to be put into practical use.
https://www.oscilloscopemuseum.org/
bizden daha garip insanlar varmış. Hadi eski bile olsa bilgisayarla bin türlü şey yapılabiliyor. Osiloskopla ne yapacaksın da 350 tane biriktirdin?
-
Sende bi tane bile yok. Kıskandın di mi?
-
bizden daha garip insanlar varmış. Hadi eski bile olsa bilgisayarla bin türlü şey yapılabiliyor. Osiloskopla ne yapacaksın da 350 tane biriktirdin?
5-6 yaşlarımdayken evdeki bir yatağın -divan- altında babamın osiloskopunu görmüştüm, yuvarlak ekranlı televizyon gibi bir şey, ne ola ki? Evde kimsenin olmadığı bir zaman fişe takıp çalıştırdım, ekranın tam ortasında çok güzel yeşil bir nokta belirdi. Döndürmeli tuşlarla oynayıp durdum, nokta yukarı aşağı oynadı ama pek bir ilerleme kaydedemedim. Bir müddet sonra babamın bunu kullandığını gördüm, bir şeylere dokundurup _/\_ gibi birtakım şekiller çıkartıyor, acayip bir his. Tabi televizyondan falan bilgisayar diye bir şey duymuşum, "programdaki grafikler şu bilgisayarla yapılmıştır"... Evde bilgisayar falan filan hiçbir şey yok, kafanda kurup duruyorsun, ne olduğunu anlamaya çalışıyorsun. Mesela yazıcısı olan bir hesap makinesiyle saatlerce oynadığımı da hatırlıyorum. Neyse ki fazla geçmeden babam eve bilgisayar aldı da osiloskop denen şeyi daha fazla fantezi nesnesi haline getirmeme gerek kalmadı. Bir zaman sonra da unuttum gitti tabi.
Bu osiloskopçu amca benim kadar talihli değilmiş muhtemelen, ilişkisi travmatik bir hale dönüşmüş. :)
-
bizden daha garip insanlar varmış. Hadi eski bile olsa bilgisayarla bin türlü şey yapılabiliyor. Osiloskopla ne yapacaksın da 350 tane biriktirdin?
Müze yapmış işte, daha ne yapsın? ;D
-
Matahari paylaşmış. Oyun kolları imalat sürecine dair bir video. Ben daha otomatize bir sistem bekliyordum ama biraz 80ler tarzı bir süreç. Test için kullandıklar PS'i falan dikkate alırsak video da çok eski gibi durmuyor. Kanaldaki diğer videolara da göz atmayı unutmayın.
-
Yabancı gözüyle 100. Yıl kutlamaları(Taksim-Bağdat Caddesi-Maltepe Etkinlik Alanı-Ortaköy) ve 10 Kasım törenleri
-
yaşlandıkça 9:05 anı beni daha ağır vurmaya başladı. bütün bir ulusun, milyonlarca kişinin 1 dakikalığına durması benzersiz bir olay. videoda izlerken bile boğazım düğümlendi. o andan etkilenmemek mümkün değil, ve o bir dakika boyunca kurtuluş mücadelesinin önemini ve Atatürk'ün mirasının büyüklüğünü bir kere daha anlıyor insan.
-
bu konuyu da hortlatalım ama şurada güzel bir hardware remake videosu var:
İlk cd sürücüsünü bilgisayara bağlama hikayesi. Arabirim kartını baştan tasarlamakla çözülmüş.