Amstrad sahibi olup, Dağbim ve Ali Rıza abi ile tanıştığım sene içimde kıvılcımlar koparan bir istekle orada çalışmaya karar vermiştim. Gel gelelim önümde 2 engel vardı.
Birincisi "orada çalışmama izin verirler mi?", ikincisi "orada çalışmama izin verirler mi?" idi.
Birincisi kolaydı, burada gizli özne ailemdi ve bir şekilde ikna ederdim. İlerleyen zamanlarda "ben bu yaz çalışmak istiyorum." gibi cümlelerle yolunu yapmaya başlamış, zamanla da "Dağbim'de çalışmak istiyorum."'a çevirmiştim konuyu.
İkincisindeki gizli özne ise tabi ki Ali Rıza abiydi. Zaten yanında hali hazırda ben yaşlarda bir çocuk çalışıyordu. Sonuçta ben de çalışabilirdim. İhtimal yüksekti yani.
Bir gün, altıyoldan eski salı pazarına inen sokağın başında; annemle aşağı doğru inerken karşıdan Ali Rıza abinin geldiğini gördüm. Tesadüfün böylesi. Hemen yolunu kesip selam verdim.
Annemle tanıştırdım, "merhaba, nasılsınız?" lardan sonra annem; "Oğlum sizi çok seviyor, sürekli sizden bahsediyor..." dedi. Ali Rıza abi tebessümle karşılık verip sohbete katılırken ben de annemi çekiştiriyordum (söylesene anne, hadiii).
Sonunda annem "Bizim çocuk yazın çalışmak istiyor, tutturmuş Ali Rıza abinin yanında çalışacağım diye. Ne dediysek vazgeçiremedik." minvalli cümleler kurarak mümkün olup olmadığını sordu. Ali Rıza abi de "tabi ki, neden olmasın?. Yaz başında gelsin yanıma." dedi. Dünyalar benim olmuştu.
Okulun kapandığı hafta cumartesi günü soluğu Ali Rıza abi'nin yanında aldım.
"Abi!" dedim, "Ben geldim, hani annemle konuşmuştunuz. Çalışacaktım."
"Hoş geldin." dedi, "Tamam, ama söz ver vazgeçmek yok. Bir de böyle olmaz, şimdi git pazartesi üzerine kumaş pantolon ve gömlek giyip gel." dedi.
13 yaşında, şort ve atlet tişörtle çalışmaya geldim diyen bir çocuktum sonuçta. Daha işe başlamadan Ali Rıza abiden birşeyler öğrenmeye başlamıştım.
Velhasıl, sonraki hafta pazartesi iş başı yaptım. Hem de haftalık 50.000-TL ücretle

Benim için asıl maddi fayda, tüm oyunlara ücretsiz erişim imkanı idi o vakitler.