Dergiyi bitirdim sayılır. Sadece Kara Çark'ı henüz okumadım.
Belgesiz konuşmam bölümünde ilginç bilgiler öğrendim. Hatta orda bahsedilen,
HIZIR programlama dili, Atari 800XL kullandığım dönemlerde elime geçti diye hatırlıyorum.
Ama bundan tam emin değilim. PC 'de emulatörde de incelemiş olabilirim.
Ama sanki emulatörde değilde gerçek 800XL' de kullanmışım gibi hatırlıyorum.
Gerçi pek doğru düzgün bir şeyde ürettiğimi hatırlamıyorum orası ayrı konu
Another Wolrd' un öyküsünü keyifle okudum..
Matahari ' nin
Amstrad Turbo yazısında Amstrad çıların da, biz C64 çüler gibi
kafa ayarı ile uğraştığını duyduğumda şaşırdım. Sadece C64 lere özgü bir durum sanıyordum bunu.
Amstrad ile, sadece bir ara emülatör seviyesinde ilgilenmiş olmama rağmen,
yazıyı okuduktan sonra turbo loaderi kodlama isteği doğdu içimde.
Ama orda kaldı. Kodlama işlerine girişmedim.
Sihir öldü mü? Bence hayır. Sevgili Sinan Gürkan' ın söylediği gibi nesilden nesile şekil değiştiriyor.
Ama her şekil değiştirişinde bence tadından tuzundan kaybediyor..
Sevgili Deniz Can Çelik darılmasın gücenmesin ama dergide ilgimi en az çeken yazı onun
Bit Pazarı yazısı oldu.
Ne bileyim ben bit pazarı denince, oralarda nadide bir retro bilgisayarın bulunmuş
ve satın alınmış olunmasının verdiği heyecanı, keyfi, okuyacağımı sanarken; daha yazının başında
Fransa' daki pazarlarda Retro bilgisayarlar bulunmadığını okuyunca hevesim biraz kaçtı.
Büyüteç ve Commodore 64 te ise yaptığımız basit seçimlerin, ileride yaşamlarına nasıl etki ettiğini kendimle kıyaslayarak anladım.
Şu anda bilgisayar ağırlıklı olan işimi yaparken, işlerimi kolaylaştıracak, daha hızlı yapmamı sağlayacak, yöntemler uygulayabilmemin nedeni, ilk olarak Atari 800XL' de yazmaya çalıştığım.
10 sound 20,14,8,0
20 locate 5,8
gibi çalışmayan saçma kod dizelerinin olduğunu anladım.
20 yıl geciken ziyaret kısa ama keyifli bir yazıydı. Ara ara aklıma takılan oyunları kaç ekip, kaç kişi yapar?
Sorusuna bir nebze cevap oldu..
Zaman öldürmek ve ticaret kafası ise gerekli etkiyi yapmış ki şu anda forumda bir başlıkta tartışılmakta.
Hani bu işlerin çok içinde değilim ama onitelike bir pazarın Türkiye' de oluşabileceğini pek düşünmüyorum.
Amiga Basic de bazı yerlerini tam olarak kavrayamasam da keyifle okuduğum bir yazı oldu.
Yazıyı okduktan sonra zamanında Amigam olmayışına bir kez daha hayıflandım.
Ölü oyunlar Derneğinde ise o zamanlar oyunlar hakkında hiç merak etmediğim, bilmediğim, duymadığım
ama şu anda okuduğum zaman ilgimi çeken bazı hikayelerinin olduğunu öğrendim..
O zamanlar bilseydim belkide arkadaşlarıma hararetli, hararetli
bak bu oyunun yapım hikayesi varmış diye anlatırdım sanırım.
Retromaca sanırım yine sıfırıncı sayıdaki gibi boş kalacak.
Tekrar teşekkürler tüm emeği geçenlere..
Ek:
Kusura bakma Shax senin
Almighty yazın hakkında yazmayı unutmuşum.
Yazını keyifle okudum. Anladığım kadarı ile belirttiğin gibi bir sistem kurmak için epey uğraşmak gerekecek.
Parçaları bulmak zahmetil ve belkide maddi açıdan tuzluca olacak.
Sanırım ben yine, arada sırada dosbox ile, eski dostla sohbet yapmaya devam edeceğim..