Bu pandemi, daha öncesinde nükleer santral felaketleri, atom bombasına falan bakarsak "bilme işinde" daha emekleme aşamasında bile değiliz.
İnsanevladı; bildiklerini abartmakta, bilmediğinin üzerine bir şeyler bina etmekte mahirdir. Tanrılar, dinler ve ırkların varoluş efsaneleri bu bilmediklerimizin üzerine imal ettiğimiz şeylerle dolu. Okuması zevkli olabilen, edebi yanı kuvvetli büyüklere masallar...
Maalesef bildiğimizi abartmaktaki maharetimiz de bizi aşırı anlam yüklenmiş şeyleri hakikat sanmaya sürüklüyor. Ki bildiğimizi sanıp hakikat diye sarıldığımız şeylerin aslında eksik bilgiyle yanlış düşünülmüş olduğunu fark edip en fazla on sene içinde terk etmekle ünlüyüz. Dünyanın örtük, açık veya bireysel, tüzel bilim tarihi bunlarla dolu.
Evrenin neden var olduğunu, insanın benliğinin farkına nasıl vardığını bilmiyoruz. Ve ne yaparsak yapalım bir noktada yok olacağımız en azından şimdilik bir gerçeklik olarak karşımızda. Ama her şey hakkında hiç bir şey bilmediğimiz de ortada değil mi? Üstelik cebinde paran ya da zamanın olduğu sürece pek çok zevk, hala zevk olarak oralarda bir yerlerde. Yukarıdaki karanlık ve soğuk gerçeklerin zevkleri öldüremeyişi ve bizi ömür boyu sürecek bir depresyona sokamayışı acayip değil mi? (İstisnalar kaideyi bozmaz.) Beyin neden varoluş savaşı veriyor, ölecek olmamıza rağmen neden bir denge kurabiliyoruz. Elbette canlılığın temeli bu, ama kendini bilen ve varlığını sorgulayan insan eninde sonunda neden fişini çekmiyor da sonuna kadar yaşamak gayretinde. (İstisnalar kaideyi burada da bozamaz)
Demek ki aslında ölüm ve yaşam mevzularında da anlayamadığımız şey çok.
Şimdi aklı başında kafası çalışan bir sürü adamın bir simülatörde yaşadığımızı düşündüğünü, yine bir sürü adamın sonsuz sayıda evrenlerin birinin içinde olduğumuzu düşündüğünü, insanların çok büyük bir bölümünün de "bir yaratıcı varlık" tarafından yokluktan imal edildiğimize inandığını söylesem kimse yadırgamaz. Değil mi? Yadırgamaz, çünkü aslında hangisinin gerçek veya gülünç olduğunu bilmiyoruz, her şey olası. (bir yaratıcı varlık = liseye giden yeni yetme uzaylı genç. tam da ben bu satırları yazarken sevgilisine yarattığı evreni gösteriyor)
Her şeyin olası olduğu ve hakkında hiç bir şey bilmediğimiz bir evrende karamsarlığa kapılmak için çevresel faktörlerin berbat olması dışında bir neden görmüyorum. ("çevresel faktörler" kısmını ülkeniz, cumhurbaşkanınız, covid-19, hava kirliliği, az önce sopa yemiş olmanız, sevgilinizin terk etmesi gibi şeylerle doldurabilirsiniz.)