İnşaat camiasında böyle bir yaklaşım varmış. "3B Model çizilmez. Çizim iki boyutla ilişkilidir. Çizmek 2B Cad çıktısıdır. Model 3B tasarımdır. 3B modellenir." deniyor. Çok aklıma yatmadı. Çizmek eylemini 2B ve 3B ilişkilendirmemiştim. Animasyon/Oyun/İmalat vb. diğer sektöründe bu terimlere nasıl yaklaşılıyor?
Soru basit, cevabı bilmiyorum ama bu tür tartışmalar bir fakülte hocası olarak beni ilgilendirdiği için cevap yazıyorum:
Şimdi bu tartışma akademik. O lafı eden kişi alaylı olamaz, büyük olasılıkla yüksek lisans-doktora seviyesi bir tartışma ortaya koymuş. Bir eyleme hangi ses öbeğini ilişiklendirdiğinin pratiğe etkisi yoktur. Ancak yapılan iş hakkındaki düşünmeyi derinleştirmek amaçlıdır ki, saha bunun yeri değil. Bizim alandan örnekleyeyim, ismini vermeden, ama eminim bazılarınızın filmlerini bildiği kadar tanınmış bir yönetmen arkadaşıma stajer öğrenci göndermiştim, bir süre sonra beni arayıp "çok şey öğretiyorsunuz, kafalarını karıştırıyorsunuz. en nihayetinde kamerayı koyup çekiyoruz fazla uzatmayın" diye serzenişte bulunmuştu. Çünkü saha ile üniversite dinamikleri farklıdır, üniversitede, özellikle yüksek ve doktorada işin her yönü ince ince ele alınır, yeni bir bakış açısı bulunmaya çalışılır, bu her zaman doğru ya da pratik olmayabilir. Bu sebepten 2D "çizim", 3D "modelleme" midir? Evet bu kelime ayrımı, olguları kavramsal olarak ele almak için iyi bir ayrışma yöntemi olabilir.
Hepimizin bildiği gibi 2D ve 3D çizim/modelleme bambaşka şeyler evet. 3D modelleme "uzam" ile iç içe geçmiş, bir tiyatro sahnesinin tasarımı gibi iken (farklı koltuklarda oturan seyirciler farklı şeyler görürler), 2D çizim ise sinema perdesi gibi, 3D bir uzamın projeksiyonundan ibarettir, her koltuk aynı açıdan oluşmuş olan görüntüyü görür. Bu da seyircinin bakış açısının manüplasyonudur, bu manüplasyon sinema sanatının yegane dayanağıdır. Bu sebepten shax'ın gösterdiği örnekte bir 2D çalışma yapılıyor, herşeyde olduğu gibi içinde yaşadığımız 3D (4d?) dünyanın 2d bir yüzeye projeksiyonundan ibaret. Bu adam bir kapak "modellemek" zorunda kalsaydı bir heykeltraş gibi tasarlamak zorunda kalacaktı ve kapağın görünmeyen yerleri için de çözümler üretecekti.
Fakat bu işlerin tanımı için kullanılan latince kelime "graphy": yazmak, çizmek anlamına gelen latince bir kelime olan, fotografi, kaligrafi, sinematografi, kartografi, tomografi gibi 2d projeksiyon yöntemlerini isimlendirirken, stereografi ve koreografi (dans vb.) ve elbette 3B grafi (3D Graphics) gibi 3D düzenlemeleri de içerdiğini görüyoruz.
2D ve 3D bir sanatın, mesleğin var olup yok olmasını belirleyecek kadar ciddi bir ayrımdır (biliyorum babam geleneksel yöntemlerle çizim yapan bir adamdı, Nemetschek çıkınca mertlik bozuldu, o koca çizim masaları, designer ofisler çöpe atıldı). Bu sebepten bu işleri icra eden kişiler diğer kişlerden ayrışmak istiyor olabilir. İşin farklı dinamiklerinin üçüncü kişiler tarafından da iyice farkedilmesini istiyor olabilir. Böyle tercih edilebilir.
Binaenaleyh şunu ehemmiyetle ifade edeyim, sahada hiçbirşey ifade etmeyecek olan bir kelime ayrımı olsa da, birçok başka açıdan, mesela toplumun gözündeki konumunu değiştirmesi açısından bile bu tür kelime ayrımlarının faydası vardır. Destekleyip desteklememek ise o alanın akademik ve alaylı ileri gelenlerinin kararıdır. Bu şekilde de meslekler şekillenir.
Tam alakalı mı bilemiyorum ama 2004-5 yıllarında marmara üniversitesi gsf hocaları ile birlikte fransız/italyan/tiyatro/türk tipi metin yazım (senaryo) öğretimini durdurduk ve o günden itibaren amerikan format yazıma başladık. 2010'a kadar sektörde genellikle msgsü mezunlarının tercih ettiği tiyatro tipi yazım devam etmekteydi. 2020'ye geldiğimizde ise bu trendin büyük bölümünün kırıldığı ve setlerde amerikan format yazıma başlandığını gözlemliyorum. Bu işlerin sonuçları çok uzun vadeli olunuyor, ama eğer bir fayda görüldüyse bu dönüşümü tüm kişiler benimseyebiliyor ve sektörler bunun etrafında şekillenebiliyor. Bu örnekte fayda büyüktü, yapımcılar çok daha efektif çalışabilmeye başladılar (amerikan formatı film maliyetlerini öngörülebilir hale getirebilecek özelliklere sahiptir). Türk film sanatının da bu dönüşümden iyi yönde fayda sağladığını görebiliyoruz. Umarım 2D/3D tasarımının herkes tarafından anlaşılması inşaat sektörüne de bu denli fayda sağlayabilir diyerek sözlerimi tamamlıyorum sevgili vatandaşlarım.