1982 model c64 var. Kendi c64 ve amiga 500 ümü (şimdi düşününce salak gibi) satmıştım. Pc alacağım ya. Ne satıyorsun dursun bi köşede. Ama 2002 model Nokia 3310 taş gibi duruyor bi köşede. akıllandık.
o hataları hepimiz yaptık. Ben lisede sega master system'imi bir arkadaşıma vermiştim ve getirmeyince de geri de istememiştim, öyle gitti mesela o
Değerli şeyler değildiler bizim için o zaman. Daha iyilerinin sürekli geleceğini biliyorduk ve geldiler. Ama geldikçe geldiler. Sonu gelmedi ve baktık artık hepsi ötekinin mavisi. Hiçbir özelliği kalmadı. Baksanıza PC, MAC, XBOX, PS5 hepsi aynı makine
Diğeri de mobil cephesi, iphone, android, nintendobişey...
Ama bence bizim bu retro sistemlere dönüp, attığımıza pişman olmamızın sebebi yaşlanmamız değil. Teknoloji bizi aştı. Yeni tek kişinin baş edebileceği büyüklüğü kırdı ve önce küçük ekiplere, sonra da devasa ekiplere hitap eden boyulara geldi. Eh biz de tam tüketici moduna geçtik bu da hoşumuza gitmedi tabi. Bu koca sistemlerde birşey yapmak için devasa ekipler lazım. O ekipleri sağlamak çok maliyetli, sırf bu yüzden hepsi aynı modele dönmek zorunda kaldı. Şu anda PC, XBOX ve PS5 arasında hiçbir fark kalmamış olması içler acısı. Halbuki 80'lere dönünce her bir sistem kendi özgünlükleri ile akıllarda kalıyor. Hepsi benzersiz bir karaktere sahip ve en önemlisi tek bir kişi tarafından baş edilebilecek karmaşıklıktalar.
Bu aletleri bir kendini ifade şekli olarak görüyorum ben. Kimi tutuyor bir donanım yapıyor, kimi kaset kapağı tasarlıyor, kimi program yazıyor, araç yazıyor, grafik çiziyor, müzik yapıyor, kimi oyun oynayıp kaydını alıyor, dergisini tarıyor, araştırma yapıyor, arşivini diziyor ve bunları paylaşıyor. Bu sebepten eski makinelerimize dönmemiz tamamen nostaljik değil, üretme isteğimizin bir sonucu gibi.