Atatürk'ün yıkılmış ve işgal altında bir ülkeden sadece bir kurtuluş hikayesi yaratmakla kalmayıp, toplumsal "teknolojinin" son alameti farikası cumhuriyeti anında uygulaması büyük bir olaydır. Her ne kadar bize son yıllarda bunun "zorlama bir geçiş olduğu" hikayesi anlatılsa da, bir ülke toptan şekilde cumhuriyete geçmeyi gönüllü olarak istemiş, meclisini kurmuş ve yepyeni bir cumhuriyetin arkasında durmuştur. Amerika 1787, Fransa 1792, Italya 1861, Almanya 1918 ve hemen peşine Türkiye demokrasi ve cumhuriyeti benimsemiş, zaten çöküşün ana sebebi olan ortaçağ usülü yönetime hayır demiştir. Türk ulusu bu bakımdan dünyadaki demokrasi akımına seyirci kalmamış, modern bir medeniyete dönüşmeyi kendisi istemiştir.
Bugün bize hangi hikaye anlatılırsa anlatılsın, Cumhuriyet, tüm ulus tarafından benimsenmiş, özgürlükleri garanti altına alan bir modernleşme ve medeniyet adımıdır. Bir sonraki adımın ne olacağını bilmesek de, geriye doğru olmaması konusunda tüm ulusu elinden geleni yapacaktır. Çünkü bir önceki basamak yaşanmış ve sonu bellidir, işgal ve kayıp.
Cumhuriyetin 100.yılını herşeye rağmen kutluyoruz ve modernleşme basamaklarını yerine getirmeyenlerin başına gelenleri görerek ders alıyoruz. Atatürk'ün adının unutturulmaya çalışıldığı, devrimlerin devlet yetkilileri tarafıdan alaya alındığı, cumhuriyet kutlamalarının her sene türlü bahanelerle kutlanmadığı bu günleri üzülerek ama not ederek izliyoruz. Özgür düşünce, uygarlaşma ve adalet önünde kurulan barajların bir bir yıkılacağı günleri görmek hepimize nasip olsun. Dahili ve harici bedhahların üstesinden bir kere daha gelebilelim.
Bu sene özel bir sene, bu önemli yıldönümünü bütün sene kutlayalım. Bayramımız kutlu olsun.
