Beyler!!! Büyük bir hata yapıyorsunuz. Uyarmadı demeyin!
Hiç düşünmüyor musunuz; matahari gibi ortamlara nadiren dahil olan bir adam, neden birdenbire arka arkaya mesajlar atmaya, görüşmelerden buluşmalardan bahsetmeye başlıyor. Hepinizi tuzağa düşürüyor bilesiniz. Sizi çiğ çiğ yiyecek haberiniz olsun.
Bakın senaryoyu söylüyorum. Ne kadar erken gittiğinize bağlı olarak, bir cafede veya fuayede oturuyorsunuz. Önce kibar ve yumuşak bir giriş yapacak:
matahari: Efenim, ben pek bi severim kendisini
diye başlayacak. Sonra;
matahari: Shaxciğim, 1937 yılının 30 Kasım'ı epey yağmurlu bir gündü biliyor musun?
Shax: Yok abi bilmiyorum, bilmeli miydim veya bilmek istiyor muyum acaba diye kendimden şüphe ettim şimdi.
matahari: (elini aniden Shax'in elinin üstüne koyar ve) Bilmelisin Shaxciğim!!! Bugün zaten sanat adına yapılan bütün vasatlıkların temelinde, taa 2002'den beri bu bilgiden yoksun bırakılan, adeta susuz bir vahaya dönmüş toplumumuz yatıyor.
matahari:Ref! Dinliyorsun değil mi? Zira bunun tekrarı yok! One Time Offer!!!
Ref: (o sırada kahve siparişi için garsonu arayan Ref'in gözleri şaşkın şaşkın matahari'ye döner) Dinliyorum ama hangi arada 1937'ye geldik onu anlamadım. İlk Alien '79'da değil miydi? Yoksa sen Auguste ve Louis Lumière için mi o kadar gerilere gitmiştin?
matahari: Yok Refciğim! O kadar geriye gitmeye hiç lüzum yok. Vaktimiz sınırlı. Detaylarda boğulmayalım şimdi.
Shax: (yüzünde anlamsız bir gülümseme ile) Boğulmayalım di mi abi şimdi? Birden Alco geldi aklıma... Hayırdır inşallah!
matahari: Anlattıklarım detaydan ziyade işin özü zaten. Evet 1937'nin yağmurlu bir 30 Kasım'ında dünyaya gelmiş Ridley Scott. Hem de South Shields bölgesinin County Durham nahiyesinde.
Shax: Abi ben şimdi County Durham'ı anladım da "hem de"yi anlayamadım. Bilmemiz gereken bişeyi ile mi ünlü burası?
matahari: Olmaz olur mu!!! Bak şimdi ipucunu verince hemen anlayacaksın. Kilise Çanı diyorum...
Shax: Yok abi inan hatırlar gibi olmayı çok istesem de başamadım. İpin ucu yeterince gelmedi sanırım. Sen, ben yokmuşum gibi devam et.
Ref: Yaw matahari, bunca yıllık sinemacıyım, inan ben de bile "doesnt ring any bells"
matahari: Refciğim... Mesele ne kadar yıllarsan yılla sinemacı olmak değil. Mesele görebilmek. Ben şimdi birazdan size bahsedeceğim olayı daha iyi anlayabilmek için evime 4K projeksiyon sistemi kurdum ve renk kalibrasyonu için Adobe'nin sadece Premium müşterilerine özel "Pantone Calibrator" hizmetinden yararlandım. Siz de daha önce kullanmışsınızdır. Bu hizmet kapsamında firmanın görevlendirdiği bir mühendis bizzat gelip projeksiyon cihazınızın renk kalibrasyon ayarını yapıyor. Hatta hiç unutmam, bana sordular "yollayacağımız mühendisin seyahat sigortasını Polonya menşeli bir şirketten mi isterseniz yoksa İsviçre menşeli mi" diye. Tam karşımdaki yetkiliye sigorta kavramının kökenlerini ve neden Roma'da doğup da İsviçre'de kök saldığını anlatıyordum ki, sanırım sıcaktan ya da tansiyondan bayıldı. Neyse fazla detaya gerek yok. Kilise çanı demiştik. Evet bi düşünün bakalım. Ref sen de düşün lütfen. Kilise Çanı neye benziyor. Biliyorum buldunuz... Evettt... Yaratığın havalandırma kanalında iken gözüken sol ayak başparmağı işte County Durham'ın yöresel kilise çanlarından esinlenmiş. Ve ben bunu bizzat yerinde görmek için County Durham'a gittim. Ve işte o zaman bu müthiş adama, bu müthiş
multidisipliner sanatçıya, saygım bir kez daha arttı.
Özetle; Bir Ridley Scott Filmi'ne, Ridley Scott'ın annesi ile gitseniz, çok daha az Ridley Scott dinler ve kendisi hakkında çok daha az detay öğrenirsiniz.
Gazanız mübarek olsun! Umarım sağ kalmayı başarırsınız. Ama unutmayın; Alien olayına hiç girmedim bile
Not: Latiforialdır lütfen alınmayınız.