Kafamin almadigi kisimsa, ortaya bu filmi koyduktan sonra nasil bir motivasyonla devami olacagini umdugun bir sey yapmak istersin? Alti okka tasak gerek be.
Türk sineması ortamında efsane halilne gelmiş ama gerçek bir hikaye vardır. Fehmi Yaşar hikayesi. Fehmi Yaşar, Türk sinemasının kült filmlerinden biri olan "Camdan Kalp"i ilk yönetmenlik deneyimi olarak çekmiş. Fakat film bittiğinde yer yerinden oynamış, istanbul film festivali en iyi film, yönetmen, yurt dışı festivalleri vs. sıradan izleyici nekadar bilir bilmiyorum ama camdan kalp'i izlememiş, sevmemiş bir sinema erbabı yoktur.
Fakat gel gelelim Fehmi Yaşar bundan sonra asla film çekememiştir. Sebep, ilk filmin başarısının altında ezilip onu asla geçemeyecek olmanın verdiği inanılmaz ağırlık. Fehmi Yaşar film aşamasının aşırı gergin olduğunu falan da söylemiştir ama filmden kazandığı paralarla hayal kahvesini kurup yıllardır işletmektedir, alkollü bir gece klübü işletmek de bence son derece gergin bir iş olmalı, ama orda bir geri adım atmadı hiç
Sinema camiasında en ünlü sözlerden biridir "Nothing is more hazardous to your cinema career than a meteoric start". Yani şair diyor ki, sinema kariyerinize "metorik bir başlangıç"tan daha fazla zarar verecek birşey yoktur. Bizim hocalarımız da, her ödül aldığımızda, "ileride dötünüze girecek onlar dikkat edin" falan şeklinde bizi uyarmışlardı. Haklı da çıktılar, ben akademiye kaçtım, bazıları başka yapım işlerine çekildiler, neyse.
Bu sözü bilen her başarılı sinemacı, "azı karar, çoğu zarar" mottosuyla yaptığı işin başarısına bakmadan, bir başka sinema özlü sözüne tutunarak devam eder, "bitmiş film bitmiştir, yeni yapacağın filmi düşün".
Ridley abi para kazanıyor işte. Blade runner'ı yapıp ekmeğini de yiyememiş, biliyorsunuz, o filmi o zamanlar tek seven bendim, 1 izleyicisi vardı yani, tv'de izlemiştim, stanley kubrick'in kullanmadığı parçalar vardı filmde halen hatırlıyorum. Hatta hala editor's cut'ı (international cut diye bilinir) final cut'dan daha çok severim. Harrison Ford'un yaptığı kıllıklar, takışmalar, yıllar süren nefret. O fotografta yanyana durduklarına bakmayın, yıllarca bi suratlarına tükürmedikleri kalmıştı. Şimdi 30 yıl sonra artık bu kadar cefanın ekmeğini yemek istiyor tabi.
Fotografta iki silah var. Bir tanesi benim replikasina sahip olmak istedigim fakat olamadigim blaster pro. Otekini tanimiyorum, yeni filme ait ibr silah prototipi olabilir. Simdi farkettim.
Ah, kırık parmaklarla Rachel'in pikesini kaldırdığı sahne
Tamam.
Ayrıca Harrison Ford ve Rutger Hauer'in Blade Runner'a yaptıkları katkı da olağanüstü idi, filmden yıllar sonra kitabını okuduğumda çok yavan gelmişti, casting değiştirilse bu sihirli etki gerçekleşir miydi bilmiyorum.
Ya dediğim gibi, aslında filmin başarısız olmasının ilk sebebi Harrison Ford'dur der Scott. Sette yapmadığı gıcıklık kalmamış. Sete gelmemiş, kafasına göre oynamış, tabii Scott'da çok kötü bir set ortamı yaratmış, bütün filme dış ses anlatıcı koymuş ilk başta, ekranda görüneni üstüne okutmuş falan. Kör göze parmak. O okumalar hep Harrison Ford tarafından yapılmış. Sonuna doğru artık okumuyorum demiş, sittiri çekmiş
O halde rezil bir film çıkmış piyasaya izleyen olmamış. (Budget: $28,000,000 - Gross: $27,000,000 (USA) imdb) Halbuki stüdyodaki kurguculardan biri oturup filmi kafasına göre kurgulayıp başka filmlerden parçalar kullanarak toparlamış. Sonra bir gün kanada'da bir festivale yanlışlıkla rafta duran bu makarayı göndermişler. Festivalin ilk gösteriminden sonra bir sansasyon olmuş, sonraki gösterimler karaborsa. Sonraki festivalde aynı durum. Warner Biraderler şaşırıp bakmış ki bu film gösterime giren değil, başka blade runner. Film tekrar dolaşıma girince işte biz o zaman haberdar olduk filmden.
Sonra director's cut'da da aslında WB ridley scott'a dokundurtmamış filmi, yine bir kurgucu tarafından film "the shining" sahnelerinden temizlenmiş. En son final cut ile ridley kendi içine etmeyi başardı filmin. Yahu o boynuzlu at rüya sahnesi nedir ya? Filme bir de jarjarbinks ekleselerdi 14 yaşındaki çocuklar anlasın diye. Seyircinin zekası ile dalga geçmektir bu, o boynuzlu at zaten eskiden de sebastian'ın odasında görünüyordu. Ayrıca her replicant'ın bir hayvanla bağlantısı vardır, efenim, roy kurttur, ulur, zhora yılandır, pulları üzerine yapıştırır, pris rakundur, gözleri boyar, leon, turtle'dır, rachel baykuştur, bu da tek boynuzlu işte. Ama neyse. Napalım, sinema böyle birşey.
Neyse konudan konuya atladım (google'da arama sonucu biri gelirse paketlenmiş bilgi hediyem olsun işte), Rutger Hauer ise, Ford'un tam tersi, aşırı disiplinli bir adam. Filmi bir kurgucu kurtarmış olabilir ama Rutger Hauer'in "kötü adamı" bu kadar mükemmel ifade edebilmiş olması filmin tek tutunduğu dal aslında. Hitchcock ustamızın lafıdır yine, "bir film ancak villain'ın başarısı kadar iyi olabilir".
Bu arada Psycho 'remake'i...
Hitchcock diyoruz, master of suspence diyoruz, masterpiece diyoruz, gidip hıyarın teki remake yapma cüretini mi göstermiş? Çüş derler adama. Ulan sakın rear window'a dokunmasınlar, panikledim şimdi.
Sonra Batou casting'ini gordum. ScarJo'yu mumla aradim. Ulan o nasil Batou essoluessekler!!!!!!!!!!!!!
ah be abicim, lafı azımdan aldın, çok yaralıyız o konuda çook. Bide utanmadan iri yarı göstermek için anorak kaban giydirmişler ufacık adama.
Kadayif olmus Dulph Lundgren'i getireydiniz (illa Iskandinav cast edecektiniz madem) daha iyiydi anasini satayim. Nasi sinir oldum anlatamam.
Ya batou zaten bana orta yaşın epey üstünde gibi gelmiştir hep, en aşağı 40'lı yaşlarda. Batou abidir, imdat dediğinde kahveden koşan dayıdır, yargılamaz, işini bilir, baştan aşağı tecrübedir o, aynı zamanda bir koleksiyonerdir, ince düşünür, ikinci el ve karaborsa marketlerini iyi tanır. Şimdi bu oyuncuda bu maharetler yığını var gibi görünüyor mu? Adamı kozmetik sebeplerle beyaz saçlı çizmişler sanmış dreamworksdeki tıfıllar. Casting konusunda adeta filmi izleyip anlamadan yapılmış bir casting gibi duruyor. Lundgren 100 kat iyi olurmuş, hatta süper olurmuş. Adam batou zaten
Toni Servillo bile daha iyi batou olur be kardeşim.
Yine kullanma kılavuzu gibi konuştum...