Ben Speccy'nin grafiklerini seviyorum. Hep dediğim gibi KISS felsefesinin mükemmel bir yansıması olan bu grafiklerde, "Abicim al bak bu kırmızı, al bu sarı, aha bu siyah, na bu da beyaz, aman birbirine karışmasın sonra kahverengiye dönüyor" tadında her rengin yeri yurdu belli. Ben onlara etliye sütlüye karışmayan grafikler diyorum. Tam 500 metreden ayırtedebilirsiniz Speccy ürünlerini. Yani kendine has ciddi bir kimliği var. Bilmiyorum neden ama ben çizgi romanları da siyah beyaz severim. Hani bazen "işte bilmem ne şerefine bu sayımız tam renkli" falan der ya... İşte ben o renkli çizgi romanları da sevmem. Sadelik zerafettir
Ha spritelara gelince aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Speccy spritelarını pek sevmiyorum. Çünkü spritelarla beraber sanki arkada perdeci bir amca varmış da sprite hareket ettikçe o da perdeyi hareket ettiriyormuş gibi oluyor. Ya da ne bileyim sprite çıplakmış da öbür taraftan(monitörün içinden) görünmesin diye havlu-perde tutuluyormuş gibi. Bilmiyorum belki de ehl-i namus spritelardır ya da belki de Sinclair BASIC'de UDG(User Defined Graphic) gibi UDC(User Defined Curtain) türü bir komut vardır.
Şimdi rekabet meselesine gelince; birincisi o dönemi ve yılları iyi analiz etmek lazım. Bugün buradan bakınca elinin altında her tür bilgi varken atıp tutmak, konuşmak, yorum yapmak çok kolay. Hatta ve hatta 80lerin ortasında veya öncesinde bu cihazlardan birine sahip olmakla 90ların başında veya sonrasında sahip olmak bile ciddi fark yaratabilecek bir durum bence. Zira hem bilginin yayılması ve kullanıcıların uyanması-talepte bulunması hem de cihazlar üzerindeki hakimiyetin(hem pro hem kullanıcı düzeyinde) artması, olaylara bakışı tamamen değiştirmiştir.
İkincisi ise ister Commodore ister Speccy isterse CPC olsun ilk çıktıkları yıllarda ortaya konan oyunlarla sonrakiler arasında dağlar kadar fark var. Misal programcıların CPC'yi tanıyıp da cihaza hakim olmaları ve kayda değer ürünler ortaya koymaları neredeyse 88'i bulmuştur ki bu seneden sonra da 8bitlerin hali malum. Aynı şey yıllar farklı olsa da diğer platformlar için de geçerli bence. Lakin bunu Atari 800XL veya MSX platformu için söylemek bence çok olası değil. Özellikle Atari'de cihazın yeteneklerine oranla ciddi ürünler ortaya konulabildiğini düşünmüyorum.
Diğer taraftan şu da var ki kağıt üstündeki teknik laflar çoğu zaman para etmiyor. 84/85 gibi bilgisayar olayına heves edince piyasadaki
Türkçe yayınlardan bilgi damıtmaya başladım ve gördüm ki verilen bilgiler ve yapılan karşılaştırmalar ışığında bir numarada CPC, iki numarada Speccy ve üçde ise Commodore 64 var. Bu konuda bir yorum yapmadan önce bahsettiğim yıllara dikkatli bakın. Sonuç itibariyle C64'ün oyun için yaratılmış, zamanın ötesinde harika bir cihaz olduğunu(renk paleti hariç) kabul etmemek mümkün değil. Lakin dediğim gibi, kağıt üstünde bu olaylar hiç de öyle durmuyordu
Eh siz bu kadar iyi bir cihaza Türkçe dergi, yayın, düzgün çalışan bayi kanalı gibi faktörlerle de destek verirseniz haliyle piyasa hakimi, dönemin yıldızı olursunuz.
Fakat kullanıcılar için öyle ahım şahım farklar olduğunu düşünmüyorum. O dönemde kullanıcılar-oyuncular açısından hayalgücünün baskın etkisini unutmamak gerekli. Bugünün oyun pazarında ise hayalgücüne ihtiyaçtan, en azında geçmişte olduğu kadar bahsetmek olası değil. Vesselam; o dönemde bilgisayarından memnun olmayıp da C64 isteyenlerin çok olduğunu falan ne gördüm ne duydum. Herhangi bir cihazdan C64'e geçenler genelde; bilgisayarı bozulunca "olmuşken kasetlerini daha bol,ucuz ve kolay bulduğum C64 olsun" diyenler ile gariban MSX-Atari 800XL kullanıcıları olduğu kanısındayım. Başka bir cihazı arzulama olayı Amiga'dan haberdar olana kadar çoğu kullanıcı için söz konusu bile olmamıştır. En azından benim gözlemim böyle. C64'ün süper bir cihaz olduğunu(renk paleti hariç) kabul etmekle beraber,hayatımın hiçbir döneminde "ah keşke vakti zamanında C64 alsaydım" diye birşeyi aklımın köşesinden bile geçirmedim. Elbette bunu söylerken Commodore dergisini düzenli sayılabilecek şekilde takip ettiğimi, Commodore Showlara da gittiğimi ve sırf bu ekosistem için hayıflandığımı-özendiğimi belirtmeden geçmeyeceğim.
Aslında bir taraftan da "teknik üstünlük herşey midir" sorusunu da yanıt aramak lazım. Benim düşüncem herşey demek olmadığı yönünde. Çünkü eğer böyle olsaydı mimarisi C64'e diğerlere oranla oldukça fazla benzeyen Atari XL platformundan da burada rekabet anlamında bahsediyor olmamız lazımdı. Böyle bir bahis mevzunun mümkün olmadığını düşünüyorum ve olayı da sadece Türkiye piyasası bağlamında değerlendirmediğimi de belirtmek istiyorum. Zira Atari adına, özellikle önemli oyunculardan biri olduğunu kabul edeceğimiz Amerikan pazarında bile satış rakamları ne olursa olsun kayda değer üretim olmamış. Yani C64'e bu kadar benzeyen bir cihazın oyun arşivi bence beş para etmez. Tam olarak böyle değilse de buna yakın bir durum
Oyun piyasasına gelince; her daim düşmez kalkmaz bir US midir buranın da hakimi? Tavsiyem odur ki; 80ler ve 90lar dönemini ayrı ayrı değerlendirin ve buna göre de araştırıp analiz yapın. Zaten bu konuya vakıf olanlar 80ler dönemini İngiliz şirketlerinin baskın bir şekilde domine ettiğini biliyorlardır. Bu konuda en doğru analizleri o dönemde bizzat oyun piyasanın göbeğinde İngiltere'de olan matahari yapacaktır.
Gelelim mümessil meselesine. Benim değerlendirmeme göre Teleteknik, Türkiye piyasası şartlarında bir numara büyük iş çıkartmıştır. Cihazı getirmiş, teknik servisini-yedek parçasını düzgün ve yaygın şekilde sağlamış, önce ithal ama bol çeşitli kitaplarla, sonra Türkçe bülten ve hemen ardından bugün bile piyasa şartlarında 1. sınıf olacak dergi ile desteklemiş. Kartuşları, oyun harici programlama vb konularda materyal desteğini, bayi ağı organizasyonu saymıyorum bile. Baytan Bitirmez(Sevan Nişanyan)'in yazısında da görüyoruz ki adamlar hemen bayi işini organize etmeye çalışmış. Ben açıkcası ne Speccy'de ne de CPC'de böyle kuvvetli bir bayii yapılanması görmedim. Neyse, peki Tepum ve Ekakomp ne yapmış? Biri dergi bile çıkartmamış, diğeri de 3. şahısların çıkarttığı dergiye doğru düzgün destek vermemiş. Zaten o da 7 sayı sonra gülünesi bir hırsızlık olayından dolayı kapısına kilit vurmuş. Kullanıcıların kolayca ulaşabilmesi için yabancı yayınları getirtmişler mi peki? O da yok. Yahu Teleteknik'in listesinde bile Melbourne House'un Z80 kitabı var be
Eh peki ben o yaşımda nereden bulacağım birşeyler de okuyup öğreneceğim. Hadi ben şanslı sayılırdım ve hem ACU'yu bir dünya para verip alabiliyordum hem de bir süre sonra matahari ile tanışmıştım. Peki ya genel??? Kıssadan hisse; öyle "
yok Sinclair satılmasaydı da Amstrad onu almasaydı da" diyerekten kendinizi kandırmayın lütfen. Beterin beteri var
Bu satılmasıydı mevzu bana biraz, meşhur bir
what if i hatırlatıyor
Mümessil meselesi çok önemli. Bunun en iyi örneği de Fransa ve Amstrad'ın buradaki pazar payı. Bugün CPC camiası neredeyse tamamen Fransa kökenli dönüyor. Döneminde de pazar payı yanlış hatırlamıyorsam %60lar civarında imiş. Kalan pasta sadece C64'e ait olamaz çünkü Fransa'nın o dönemde tıpkı Japonya gibi tamamen kendine has markaları da var. En önemlisi de Thomson. Biz ortaokulda
T07 modelini kullanıyorduk. Ha keza Oric camiasını da unutmamak lazım. O bile bugün Fransa eksenlidir. Oric'in hikayesi de enteresandır. İngiliz kökenli bu firma Fransızlara satılmış ve orada enteresan cihazlar da çıkartmışlar.
Notlar:Zx spectrum demoscene şu anda Pentagon diye bir rus klonu üzerinden yürüyor. Pentagon 1980'lerin ortalarında rusyada üretilmiş, fakat hızlı şekilde yaygınlaşmış, fakat ruslar işi düzgün yapmak istemişler herhalde, klonlarken o dönem yine ingiltere üretimi bir floppy disk arabirimini de klona eklemişler. Betadisk denilen arabirim spectrum'a normal 720kb'lık DD floppy'leri bağlamayı sağlıyor. Üzerinde de TRDOS diye bir rom var. Bu da spectrumda resmi olarak satılmış bir add-on, ama ingilterede yeterince yaygınlaşmamış.
Pentagon mu??? Sana sadece "Doktor bu ne!!!" diyorum
Doktor Bu Ne ?Örneğin Spectrum +3'de kullanılan 3" CF2 diskler o dönemde çoktan eski teknolojiye dönüşmüş iken, amstrad platformunda kullanıldıkları ve muhtemelen eldeki stoğun eritilmesi bakımından spectrumlara konmuş olabilir. Zaten 3" disklerin neden +3'e konduğu konusunda mantıklı bir açıklama bulunamıyor. Çünkü MB02, Disciple, +D, Betadisk gibi çoktan yaygınlaşmış olan 3.5"lik standard DD floppy diskler varken ve hepsi shugart standardında iken, neden sadece amstrad'ın eski modellerinde bulunan 3" diskleri kullandıkları bir muamma.
İyi de usta, Amstrad sanki kendi cihazlarında 3.5" mi kullanmış da mı gitmiş Speccy'de 3" tercih etmiş. Adam sırf Hitachi'den sürücüleri ucuza alabildiği için acısını biz çekmişiz. Ama bugün disket sürücüyü de en kolay biz bağlıyoruz. Hatta emuların içinden bile PC disket sürücüsüne dosya yazıp sonra gerçek donanım üzerinde çalıştırabiliyorsun. Daha ne olsun be
Hem kardeşim, siz
microdrive garabetinden gelmiş bir güruhsunuz, bulmuşsunuz bunamayın... Neymiş efendim, microdrive kartuşunu birkaç kez başa sona sararsan bant uzuyor ve kayıt kapasitesi de artıyormuş
İsterseniz bu konuda fazla yorum yapmayın
Diğer taraftan merak ediyorum eğer +3'e 720kb'lık DD floppyler takılmış olsaydı, birşey değişir miydi? En azından demoscene için standard bir disk sürücümüz olurdu diyorum.
Bak yine o malum
whatif e geldik iyi mi
Gerçektende Tepum'a bakıldığı zaman şu an 30 yılını geride bırakmış bir firma ve Sinclair olayından sonra da varlığını 27 yıldır sürdürüyor. Varlığı sadece spectruma bağlı kalmamış ve kendini bugünlere kadar taşımış. Spectrum ise onlar için sadece tatlı bir anı olarak kalmış. Planlı ve sistematik çalışan ve çok iyi idare edilen bir firma olduğu bu faktörlerden belli. Tepuma nice mutlu seneler diliyorum. Ancak Teleteknik'e bakıldığında varlığı sadece Commodore'a bağlı izlenimi veriyor. Yani Commodore varken var, yokken de yok.
Firmanın varlığını hala sürdürmesi çok da önemli değil. Zira öyle olsaydı bugün en iyi durumda olan
Ekakomp'un adı ön planda olurdu. Sonuçta Teleteknik C64 uğruna kurulmuş ve görevini tamamladıktan sonra da tıpkı Commodore gibi ortadan kalkmış. Sanırım beraberinde Kavala grubunu da götürmüş
Hem bak bunu söyleyince bugün
Amstrad'ın hala devam ettiği de geldi aklıma. Hatta tavsiye niteliğinde olsa bile
supportları da var. Var mı hala devam eden başka bir firma