Kusura bakmayın birkaç gün cevap yazma imkanım olmadı. Konu da bu arada almış yürümüş. Ama birkaç noktaya cevap vermem lazım.
z
Bu durumda ürünü alıp ücretini vermemek konusundaki "kendinde hak görüş" nereden geliyor anlamıyorum.
yanlış anlaşılma olmasın, ben korsanı destekleyen biri değilim, fakat arkasında yatan motivasyonu gören ve kabul eden biriyim.
Evet ben önceki mesajlarını biraz yanlış anlamışım. Ben "ekonomik şartlar bu iken fiyat da bu iken korsan yapmasın da ne yapsınlar" gibi bir "haklı gösteriş" olarak okumuştum yazdıklarını. Sen ise "korsan kullanmak yanlıştır. Ancak çok sayıdı insan bu yanlışı neden yapıyor? Bu yanlışın yapılmasını azaltacak sistemik değişiklikler olabilir mi" gibi bir tonda konuşuyorsun. Eyvallah. Bu bütün yazdıklarının tonunu değiştiriyor ve benim sandığımdan daha çok temelde aynı fikirdeyiz.
Bu "elzem ihtiyaç" karşılanmadan o çocuk için hayat zor olacak biliyorum.
evet, bu da tüketim kültürü haline getirdiğiniz toplumlar için tüketilmesi gereken herşey elzem ihtiyaçtır. Hergün ve her kanaldan "sen bunu tüketmek zorundasın, bak ne şahane" diye direttiğin ürünü o kişinin alamayacağı hale getirdiğinizde başınıza bela alırsınız.
Hatırlatayım ki benim bu konu başlığı altında en başından beri ana odağım "Türkiye'deki" korsan kullanımı. Bu bağlamda yaptığın bu argüman bence Türkiye için geçerli değil. Türkiyede TV'lerde ne kadar video oyunu reklamı çıkıyor (veya 2005'te ne kadar çıkıyordu). Her biri zorla 2000 tane satan 3 tane derginin reklamlarından bu kadar mı geniş kitleler etkileniyor. Witchdoctor'ın bahsettiği "birbirinden görme ve oyun tatminsizleşme" problemi olabilir. Bunun suçunu üreticilere mi atmalıyız, yoksa bu "değer algısındaki" erozyon ve korsan kullanım biribirini besleyip büyüten kara bir döngü mü
Aslında bu ABD için de geçerli. Abd'de korsan yazılım kullanım oranı %20. Bu %20'nin gelir seviyesinin düşük kesiminde olduğunu tahmin ediyorum. Yani amerikada yaklaşık 65 milyon kişi korsan yazılım kullanıyor. Durum bahsettiğin gibi değil.
Bu verdiğin data benim bahsettiğim noktaları yalanlayan bir data değil. Ben korsan kullanmayan (senin verdiğin rakamlara göre %80) olan bölümün yılda kaç AAA oyun aldığından bahsettim. Ki bu verileri biraz daha irdelersek şu gerçekleri de göz önüne almak lazım:
- Bu veri büyük olasılıkla PC yazılım kullanımı hakkında. AAA oyunlar ise son 8 yıldır (3. nesil konsol döneminde) konsollarda çıkıyor.
- Konsollarda korsan kullanımın çok daha düşük olmasını beklerim. Çünkü burada "Play station'a çip takılır" diye bir dükkan bulmak çok daha zor. Artı korsan konsollar XBox Live gibi ana network'lere kolay kolay bağlanamaz. Bağlanamayan konsol sahibi PvP oynayamaz falan.
- Bu durumda benim bildiğim birkaç anektodal oyun satış rakamları (genelde tek basamaklı milyonlar) ve kaç oyunun o rakama ulaşabildiğini düşündüğümde verdiğim sayılarla aşağı yukarı tutuyor.
Bu yaptığım şeyin hiçbir bilimselliği yok ama yine de yapacağım:
Süpriz, ABD'de geliri 10000$'ın altında kalan %30'luk bir kesim var. Dediğim gibi, bu birşey anlatmıyor olabilir ama rakamda bir örtüşme var.
Bu konuda bilimsel bir korelasyon datası bende de yok. Haklı olabilirsin. Ama benim sana verebileceğim anektodal bir veri var. Benim burada tanıdığım korsan yazılım kullanan tek insanlar yurtdışından gelmiş kendi ülkesinde korsan kullanımı yaygın olan insanlar (benim çevremde en çok Türkler, birkaç Balkan, birkaç Çinli).
Bunu yazılım için söylüyorum. Video ve MP3 için durum farklı. MP3'ü neredeyse herkes korsan kullanıyor. Videoda ise genelde sadece HBO dizileri için (Game of Thrones) insanlar korsana baş vuruyor.
Zaten film ve oyun "denemek" isteyen için "kiralama" tabanlı legal yöntemler yaygın ve erişilebilir olduğu için de problem olmuyor. Aslında müzikte de giderek abonelik sistemlerine kayılıyor. Yani Yavuz'un bahsettiği "iş modeli" adaptasyonu işte böyle şeyler. Ve bu adaptasyonun oyun ve film tüketiminde iyi sonuç verdiğini düşünüyorum.
Lakin bu adaptasyon da müzik sektörünü kurtaramıyor. İnsanlık olarak "müzik yazmaktan para kazanma" olayını tamamen yok etmiş durumdayız. İcra'dan veya öğretmekten veya ekipmandan falan kazanılabiliyor.
Korsan'la ilgili tartışmalarda benim kafamdaki arka planda olan ana düşüncelerden biri bu. Şu anda müzik endüstrisini geri dönüşü olmaz bir şekilde değiştirdik ve bunda korsanın rolü var. Bazı negatif trendleri yazılım sektöründe de görüyorum. bununla ilgili ayrı bir konu açacağım bir ara orada da güzel tartışılacak çok konu var.
insanlar gidip ucuza pc ya da android alıyorlar hatta birçoğu halen eski nokia'sını kullanıyorlar. Yani gidip mac alabilen kesim türkiyenin sadece %3'ü. Diğer taraftan PC satışları zirve yapıyor. yine bsa.org'dan bir alıntı:
verdiğin data bilgisayarlarda mac oranı üzerine. Ben cep telefonlarındaki iphone oranından bahsediyorum. Türkiye'de "akıl fikir almaz" bir boyutta iphone kullanımı var. Türkiyede bir statü sembolü haline geldiği ve içmeye ayranı olmayanların aldığı bir telefona dönüştü.
http://www.insidemobileapps.com/2012/07/09/distimo-russia-brazil-mexico-and-turkey-some-of-the-most-lucrative-ios-app-markets-worldwide/Bir de bu insanların bu telefonu ABD'deki gibi 200 dolara değil. Uzun süre on katı fiyatına aldıklarını göz önünde bulundurun. Bu yüzden Türkler parası olmadığı için korsana sapıyor açıklamasına ben hala katılamıyorum.
Ben bu mücadelenin yine legal yollardan yapılabileceğine inananlardanım.
...
Tabi Türkiye'de bir vatandaş MS tekeli ile bu kadar bilinçli bir mücadeleye girene kadar keşke devlet eliyle inşa edilmiş olan temel ihtiyaç hizmetleri (TEK ve PTT) özelleştirilip tekel haline getirilirken sesini çıkarsa.
Tabii ki bu bir yöntemdir. Fakat hele ki AKP gibi toplumu değil, kapitali koruyan bir yapıda sonuç alamayacaksınız. Türkiyedeki adalet/yargı sistemlerinin çöküşünü görmüşken bu cümleleri kurmak biraz zor. Kaldı ki 5-6 yıl önce BSA dernekler kanununa aykırı hareket ettiği için mahkeme kararıyla kapatılmıştı. Bunun üzerine bsa'nın arkasındaki şirketler tarafından fikir ve sanat eserleri kanununa bir ince ayar daha çekildi. Sonra bsa çok güçlü bir yapılanma ile geri döndü. Hatta üşenmedim, ilgili konu hakkında bir haber de buldum.
Ben de BSA ile mücadeleden bahsetmemiştim aslında. O konuda sana katılıyorum. 2000'lerde polis gibi baskın yapabilmesi falan tamamen hukuksuz olan bir oluşumdu. Ama bu hukuksuzlukla Türkiye'de mücadele nasıl edilir ben de senin kadar umutsuzum.
Ben tekel olarak algılanan MS ile mücadele etmek isteyen birisinin gidip FSF projelerine yardım edebileceğine dair konuşuyordum. Sonuçta sen MS ile didişmek istiyorsan bunu yapacağın kanal zaten Türk yargısı değil. Amerika ve Avrupadaki mahkemelerdir.
Ama yabancı sinemacıya vermekte sakınca görmüyor musun?
Hayır hayır, yanlış anladın. Burada karşı çıktığım şey yabancı olması değil, tekel olması. Aynı tekel tüm dünya ülkelerinin sinemacılarına baskı yapıyor. Ama benim Amerikalı bağımsız filmcinin filmlerine ulaşma şansım zaten yok (warner dağıtmazsa buraya gelemez), onu amerikalı düşünecek. Türkiye'de örneğin, Mars Grup sinemalarında (bahsettiğim gibi, türk salonlarının %90'ına hakimdir) warner'dan izin almadan gösterim yapamazsınız. X-men ya da örümcek adamın box office yapabileceği tarihlerde filminizi gösterime sokmayı bile düşünmeyin. 8-10 salonlu 5-6 sinema dışında ülke çapında bir gösterim söz konusu olamaz. Diğer taraftan Kars'ın her iki sinemasında da örümcek adam gösterime girer.
Zaten gösterim sorunları çeken bağımsız Türk filmlerini gidip korsan dvd'den izlemenin ekonomik olarak da hiçbir dayanağı yok.
Eyvallah aynı fikirdeyiz.
Yani sevgili nightlord, evet, işin ahlaki tarafında duruyorsun, evet bir erkek mert olmalıdır, yalan söylememelidir ama karşı taraf hiç durmadan taşaklarına vuruyorsa sonunda gidip adamın kulağını ısırırsın.
Bu yorumu en son sinema dağıtımında tekelleşme örneğine dair yaptığını varsayıyorum. O sektörü ve içindeki durumu sen benden iyi bildiğin için susar ve dediğine saygı duyarım (kafamda hala örümcek adamı korsan izleyen miyonlarca Türk'ün bu bahsettiklerinden haberi olmadığı ve korsanı bilmemne dağıtım ile mücadele için izlemediğine dair sorular kalır). Ama kısaca bu argümana eyvallah derim.
Ancak yazılım konusunda üreticinin kimsenin bel altına vurduğunu düşünmüyorum. Yani bir tarafta EA Sports bir tarafta bizim mahalledeki korsan Fifa14 oynayan Hilmi var. Hilmi hep mert, Hilmi hep doğru söylüyor ama EA Sports sürekli Hilmi'nin taşaklarına vuruyor da o yüzden Hilmi gidip korsan oynuyor gibi bir izlenim de yaratmayalım. Zaten sen de sanırım bu yorumu sinema olayına yönelik yaptın.
Söylemeye çalıştığım şey, korsan kullanım sadece ahlaki ya da kültürel özelliklerle açıklanmamalıdır, açıklanamaz. Bu durum karmaşık ekonomik süreçlerle daha çok ilgilidir. Yanlış düşünüyorsun demiyorum (çünkü sana tamamen katılıyorum) ama bakış açını birazcık esnetmen gerektiğini düşünüyorum.
Bu posta kadar ben entropi'nin belirttiği gibi "korsanın neden yanlış olduğu" ile ilgili konuşageldim. Onun neden yanlış olduğu ahlaki, teknik ve hukuksal tartışmalarla açıklanabilir. "Yanlışın neden yapıldığı" ile ilgili tartışma bunun yanında seninde belirttiğin gibi sosyal, ekonomik analizleri de barındırır herhalde.
Bu arada bu çok uluslu sermayenin en büyük mağdurlarından biri sensin aslında, ama tabii bunların hepsi akademik. Muhtemelen farkındasın da. Ama neydi birinci basamak?
Denial.
Bu bölümü anlamadım. Neden mağdurum ve neyi inkar ediyorum