Bu harika zihin açıcı metinden sonra aklıma son zamanlarca sıkça beni düşündüren (herkesin bahsettiği) bir problem geldi: "topyekün yozlaşma". Aslında bahsettiğin şey sadece yazılım sektörü ile alakalı değil. Bilmiyorum küreselleşme mi bunun sebebi, yoksa "erişilebilirlik" dediğimiz herkesin, herkesin herşeyine, her an, her şekilde ulaşabilmesi problemi mi. Bu durum, anderson'un "içeriğin değersizleşmesi" maddesi ile açıkça yüzümüze vuruluyor aslında.
Yıllardır sinema konusunda bahsettiğim bir fenomen var: "karaoke sendromu". cgtr'de ve farklı forumlarda da bahsetmiştim, arada konu gelirse derste de bahsederim. Buna göre, ortada mikrofonu eline alıp şarkı söylemeye çalışan binlerce insan var ama dinlenebilecek şarkı yok.
Değersizleşen sadece ürün değil, hayatlarımız aslında. Yani bir insan kaliteli bir içeriğe para vermeyeyim diye muadil bir saçmalığa bedava katlanıyorsa da bu korkunç bir durum. Elbette bu "durum"dan çok bir "sonuç".
Bu konu sayfalarca tartışılabilir, lakin konunun tek bir ayağı yok, daha önceki korsanlık tartışması gibi, iç içe geçmiş binlerce parametrenin bir sonucu.
Misal, para ile aldığımız her ürün "kaliteli" değil. Ücretsiz alınan her ürün "kalitesiz" değil. Reklam ile uzun vadede ayakta kalmak imkansız bir çözüm, şimdiye kadar başaran olmadı (örn.TV kanalları her zaman politik kanallardan sübvanse edilir). Ne kadar yozlaşırsanız yozlaşın, ustalığa her zaman ihtiyaç vardır, fakat insanlığın bilgi birikiminin bir insanın ömrü boyunca öğrenemeyeceği kadar fazla hale geldiği için sentezleme yeteneğimizin artık daha sınırlı olmasından korkuyorum. Bu sebepten artık yeni nesil ustaların eski bilgileri geri dönüştürüp kullanan, amerikayı yeniden defalarca keşfeden insanlar olmasından korkuyorum.
Yani, yazılım bir kenara, yediğim domatesten, aldığım eğitime, sağlık hizmetine, bindiğim uçağa kadar toplu bir tatsızlaşma ve buna bağlı apokalips bekleyiş durumları
Bunun sebebinin yaşlanmış olmam olmasını çok isterdim ama çevreme bakıyorum ve çok üzülüyorum. Üzülüyorum, çünkü bu tekere çomak falan girmez, öyle bir yuvarlanıyor ki...