Gönderen Konu: Ref'in Kuzey Almanya Bit Pazarı Deneyimi  (Okunma sayısı 19913 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ref

  • Yönetici
  • Özgür Retrocu
  • *
  • İleti: 2882
  • Advanced User Simulator
    • ae unutmadan
Ref'in Kuzey Almanya Bit Pazarı Deneyimi
« : 02 Ağustos 2014, 02:36:18 »
Bazılarınız bilir, ben bir ayağımın ucu ile Almanyaya dokunurum. Eskiden daha sık gelirdim buralara. Genellikle stuttgart, frankfurt civarıydı, son yıllarda pinneberg yolcusu oluyorum. Pinneberg hamburg yakınlarında çok küçük bir kasaba. Kasaba dememe bakmayın, almanyada her yer tam gelişmiş olduğu için, Pinneberg gibi nüfusu iş günlerinde 40000 (kırkbin) civarı olan, tatillerde iyice sokakların boşaldığı "statd"larda bile herşey var.

Burada bit pazarları özel girişimler tarafından organize ediliyor. Genellikle büyük bir marketin otoparkını kiralıyorlar. Sonra etrafa "flohmarkt şurada, şu tarihte!" diye tabelalar asıyorlar. O gün birşeyler satmak isteyen olursa arabasına yükleyip mekana gidiyor, 27.50 euro hava parası verip içeri girip tezgahını kuruyor. Bit saat sabah 4:00 gibi başlıyor, öğlen 14:00 civarı son buluyor. Her hafta sonu çevre kasabalarda (statd) geziyor bu organizasyon, ama hiçbir zaman 15km'den uzağa gitmiyor.

Daha önce buralarda 5-10 kere bite gittiğim halde, hiç fotograf çekmemiştim. Bu sefer cep telefonumun az buçuk anlaşılır fotograf çekmesi sebebiyle, etrafı sizler için görüntülemek istedim.

Buyrun, geçen hafta pazar günü kurulan bit maceram:


Bit bit bit, bitme!

Geçen hafta biti unutup uyuduğum için bu sefer sabah 5:30 civarı kalktım ve 6:00'da bit mekanına vardım. Hava güzeldi ve marktkauf otoparklarının çok büyük olduğunu bildiğimden dolayı kalabalık bir bit olacağını tahmin ediyordum.


Fakat oraya varmış olmama rağmen henüz ortalık hazır değildi, tek tük tezgah yeni kuruluyordu. Bu bir şans mıydı yoksa kötü bitecek bir bit macereasımı bilemedim. Çünkü burası bir hayli kuzeyde kaldığı için sabah 3 gibi güneş etrafı aydınlatıyor ve havanın tamamen kararması gece 12:00'yi buluyor. Bu sebepten sabah 6 olmasına karşın boş bir bit ciddi bir problem.


Bari talihsizliği fırsata çevireyim dedim, tezgahlar açılmadan çökmeye başladım başlarına.


İlk gelenler tabak çanak, eski kıyafetler falan getirmişler. Bunlar sonra kapış kapış gidecekti. Ben böyle tezgah görünce direk kaçtım.


Teyzeler amcalar evden getirdiklerini satıyorlar. Fakat bir detay daha var, eğer kapanış saatine gelirseniz insanlar satamadığı eşyaları orada bırakabiliyorlar (eski ayakkabılar, kırık bir pikap vs.). Bu amcalar genellikle en son çıktıkları için o "hediye" bırakılan eşyaları toplayıp, sonraki hafta satışa çıkarıyorlar. Bazen, yine kapanış saatine market arabalarıyla arap kadınlar geliyor. Tezgahı olanları tek tek gezip hediyeler bırakılmadan onları toplayıp götürdükleri de oluyor.


Burada çok fazla sayıda ikinci el dükkanı da mevcut. Hatta belediye tarafından organize edilen ve gönüllülük esasıyla çalışan bir eskici de var (çalışanlar da gönüllü olarak çalışıyorlar bu sebepten eşyalar çok çok ucuz. Pek birşey bulunmuyor ama biz belki de 6-7000 parça legoyu 10 euro'ya aldık. Büyük ihtimalle çocuğu büyüyen biri bırakmış). Yani burada ikinci el kültürü çok gelişkin. Bu abi de bu dükkanların sahibinden biri. Kendisi Türk, Türkçeyi çok kötü konuşuyor. Bit zamanı dükkandan seçtiklerini buraya getiriyormuş. İkinci el konsol oyunlarını dizdi, sonra birsürü oyuncak. Bu tip satıcılar sıfır ürünleri de buraya diziyorlar. Biriyle muhabbete girmişdim, bir günde 300 euro'nun üzerinde satış yapılıyormuş.


Marketin daha az ilgi çeken arka kısmında (orada bir yapı market var) ufak tefek hareketler saat 7 gibi başladı. Ben bu arada tupperware satan bir teyzenin tezgahında Gameboy<->supernintendo çevirici kartuş adaptörü gördüm. "SNES nerde" diye sordum, "evde" dedi. Nedense elim gitmedi adaptörü de bıraktım devam ettim. Belki bu hafta getirir.


Diğer taraftan büyük bir tezgah 3-4 kişilik bir ekip tarafından hızla kurulmuştu. Bu adam daha çok oyuncakla donanmış.


Bunlar da perpetual'ın ilgisini çekebilir. Burada playmobil'in bini bir para. Bit tezgahlarında Türkiyedeki gibi bir kaos yok. Bir tezgahta genelde 1-2 tür ürün oluyor. Sonradan bunu da öğrendim. Bu insanlar her hafta tezgah açmıyorlar, birkaç hafta bit gezip toptan çok ucuza mal toplayıp biriktiriyorlar. Sonra bunlar bir haftada birkaç eu karla satıyorlar. Bu sebepten satıcılar kim ne toplar biliyor. MEsela bir amca sadece AMC tencere topluyormuş. Kapaklar, tutmaçlar, başka birşey yok.


neredeyse her tezgahta birkaç tane kutu oyun oluyor. Gençlerin tezgahlarında çok daha fazla oluyor. Almancam pek iyi olmadığı için bunlara ilgi gösteremiyorum. Ama settlers of catan'ın birinci sürüm ahşap sürümünü almaktan geri kalmamıştım. Oynamadıysanız tavsiye ederim.


Burada sıkça gördüğüm birşey de minyatür trenler. Fakat bunlar çok pahalıdan satılıyor. Bir keresinde 50-60 parça metal rayı olan 10 vagonlu bir treni poşete rastgele atılmış şekilde görünce ak saçlı teyzeye fiyatını soracak oldum, 50eu dedi. Üzerine de "bunlar çok değerlidir" falan diye de ekledi. "ULAN BURASI BİT" diye haykırdım...  ...içimden içimden.


Bu araba 4-5 kişi tarafından boşaltıldı, bayağı kurcaladım ama bize göre birşey çıkaramadım. Gün boyu bu tezgaha belki 15 kere uğramışımdır, ama olmadı.


Bu da geç gelmiş bir bitçi. Bu adam arabayı tamamen boşaltana kadar defalarca gittim geldim. Eli çok yavaştı ve bayağı tok bir satıcıydı. Yine bize göre birşey çıkmadı. Çıkmadı diyorum ama etrafta bir sürü PS1, PS2, PS3 konsol vardı. Onları es geçtim. Nintendo hiç yoktu bu sefer, fakat burası genelde nintendo dolu olurdu. Sanırım hepsini sattılar :D


Başka bir playmobil tezgahı. Bu çocuk tüm setleri özenle ayrı ayrı yerlere kurdu. Biz lego'cu olduğumuz için almayı düşünmedim ama orjinal kamyon, itfaiye gibi kocaman araçları bir ara cebimi kaşındırdı. Sonra hayatıma devam etmeye karar verdim.

Tam o tezgahtan ayrılırken biri elinde atari 2600 kutusu ile geçmez mi? Ulan hayvan herif, nerden buldun onu, ben nasıl atladım onu? Bir panikle neredeyse koşar adım tezgahları dolanmaya başladım. Arada bir kız ile kesiştim ama sonra ahşap atari 2600'ü hatırlayıp koşturmaya devam ettim.


Tam tezgahlar dolmaya, ertaf kalabalıklaşmaya başlamıştı ki Hamburg'un kara bulutları eşliğinde bazı gök gürültüleri ufukta belirdiler.


Burası böyle bir memleket arkadaş. 1 dakika önce ensenden terler damlarken, bir anda öyle bir yağmur iniyor ki, istanbul böyle olsa herkes şnorkelle gezerdi.


Bir tezgahın altına saklanana kadar bayağı ıslanmıştım. Bilmem görülüyor mu (omuzlar). Kafamı sırt çantamla anca kurtardım.


Tabii herkes hazırlıklıymış bu duruma. Anında brandalar çıktı, millet şemsiyeleri açtı geziyor. Benim şemsiye arabadaydı, ben de tezgah altından etrafı izledim.


Yağmur 40 dakika kadar şiddetli yağdıktan sonra durdu. Tezgahlar açıldı.


Yerler çabucak kurudu, yine etraf hareket kazandı ama benim bu günü bitirmem gerektiği sinyali fazlası ile gelmişti. Malesef elimiz boş dönecektik. Arabaya doğru döndüm, ıslak omuzlar ve kırık bir kalp ile yürümeye başlamıştım ki, beni kesen kız geldi aklıma. Yahu gitmeden bir onu ziyaret etseydim ya, belki tezgahından birşeyler de alırdım. Kalp kırıklığım da giderdi.



Geri döndüm.



Ve işte orda duruyorlardı, yerde, yağmur sırasında ıslanmamış, nemli zeminde "burdayım, ıslağım ve seni bekliyorum! Kurtar beni" diyen bir amiga 500! Yaklaşınca üzerinde de bir odyssey 2001 olduğunu gördüm ve atari'nin bu tezgahtan kanatlandığını anladım. Adam ahşap kasa darth vader'ı benden 1 saat önce bulmuş ve cukkalamıştı. Doğrusu yıllardır burda böyle bir gömü bulmamıştım.


Amigaya 25, odyssey'e 10 eu istedi. Amiganın yanında 200 disket, 2 orjinal oyun vardı. Kutuyu üstün körü kontrol ettim, diğerinin içini bile açmadım. Hepsi 25 dedim, olur dedi, attım bagaja. Büyük ihtimal hepsini 15'e almak mümkün olurdu ama Almancam o derece pazarlığa yatkın değil, yarı ingilizce, çeyrek işaret dili, çeyrek tarzanca konuşarak halletmeye çalışıyorum.

Sonunda kızın peşini bırakmaya karar verdim. Zaten elimde amiga falan görse "ay bu ne biçim biriymiş" diyip sallamayacak. Atladım eve döndüm.


Eve gelince size kutu içeriğini de göstereyim dedim. Aslında fena parça değilmiş, içinden a520 ve çakma df1 çıktı. Henüz test edemedim, ayrıca dönüşte elim kolum dolu olacağı için bu bebek beni burda en az 1 yıl bekleyecek. Neyse ki buradaki tüm evlerin süper iki depolama alanı oluyor. Biri çatıda, biri bodrumda. Çatıdaki sayemde %30 doluluğa ulaştı. Bunların türkiyeye gelmesi için bir kamyonete ihtiyacım olabilir (asla gelmeyecekler yani).

İşte bir bit macerası sayenizde renkli geçti. Fakat pinneberg, tornesh, rellingen, halstenbek, thesdorf, quickborn, prisdorf ştadlarında kurulan bit pazarlarında şimdiye kadar hiçbir sinclair çıkmaması benim kaderim olmalı.


Fransa bit pazarları ile ilgili yazıları Deniz'in kaleminden retrojen dergide okumuştuk. Retrojen dergi'nin 3.sayısı için dünyanın en büyük bit pazarlarından biri olan berlin bitpazarını, eğer iyi bişey olmazsa hamburg bit pazarlarını ayarlamaya çalışacağım!

Not. Bahsi geçen Marlis ismindeki kız resimlerden birinde mevcuttur! ;)

Çevrimdışı witchdoktor

  • RAAT
  • Normalleşmiş Retroman
  • *
  • İleti: 757
Ynt: Ref'in Kuzey Almanya Bit Pazarı Deneyimi
« Yanıtla #1 : 02 Ağustos 2014, 13:53:34 »
Eve gelince size kutu içeriğini de göstereyim dedim. Aslında fena parça değilmiş, içinden a520 ve çakma df1 çıktı. Henüz test edemedim, ayrıca dönüşte elim kolum dolu olacağı için bu bebek beni burda en az 1 yıl bekleyecek. Neyse ki buradaki tüm evlerin süper iki depolama alanı oluyor. Biri çatıda, biri bodrumda. Çatıdaki sayemde %30 doluluğa ulaştı. Bunların türkiyeye gelmesi için bir kamyonete ihtiyacım olabilir (asla gelmeyecekler yani).

Kim bilir belki bir gün canına tak eder ve depodakilerin tümünü bir bit pazarında sabahın 03:00'ünde tezgahlara dizersin. İşte o anı yakalayan 'bit avcısını' kameraya çekmek ve bir mini film yapmak gerekir :)

Not. Bahsi geçen Marlis ismindeki kız resimlerden birinde mevcuttur!

Göbeği açık olan sarışınsa ona da ben talibim. Kargo bedeli sorun değil :)

Çevrimdışı memrah

  • RAAT
  • Retro Meraklısı
  • *
  • İleti: 188
Ynt: Ref'in Kuzey Almanya Bit Pazarı Deneyimi
« Yanıtla #2 : 02 Ağustos 2014, 16:16:14 »
Resimler cok guzel. Paylasim icin tesekkurler.
Keske Spectrum da ciksaymis.. :)

Çevrimdışı Shax

  • Yönetici
  • Normalleşmiş Retroman
  • *
  • İleti: 1207
Ynt: Ref'in Kuzey Almanya Bit Pazarı Deneyimi
« Yanıtla #3 : 02 Ağustos 2014, 16:52:00 »
Eternal dagger mi o flying fortress' in altindaki?
Sahip oldukların zamanla sana sahip olur.

Çevrimdışı Ref

  • Yönetici
  • Özgür Retrocu
  • *
  • İleti: 2882
  • Advanced User Simulator
    • ae unutmadan
Ynt: Ref'in Kuzey Almanya Bit Pazarı Deneyimi
« Yanıtla #4 : 02 Ağustos 2014, 17:09:51 »
Eternal dagger mi o flying fortress' in altindaki?

değil.

Second Front: "Germany turns east"
Amiganın sahibi bir stratejisevermiş.

@witchdoktor
daha önce sipariş ettiklerinin yanına ekliyorum ozaman, tek seferde gönderirim. Ehüehü :P

Çevrimdışı Shax

  • Yönetici
  • Normalleşmiş Retroman
  • *
  • İleti: 1207
Ynt: Ref'in Kuzey Almanya Bit Pazarı Deneyimi
« Yanıtla #5 : 02 Ağustos 2014, 19:34:36 »
Cik olmaz, bana dagger lazim.
Sahip oldukların zamanla sana sahip olur.

Çevrimdışı leviathank

  • Retroman
  • ***
  • İleti: 34
Ynt: Ref'in Kuzey Almanya Bit Pazarı Deneyimi
« Yanıtla #6 : 03 Ağustos 2014, 12:45:13 »
Bu tren maketlerinin vatanı Nürnberg. Rafları bunlarla dolu mağazalar var. Fiyatlar ise uçuk. 50 Euro demelerine o yüzden şaşırmadım. Bizim buradaki pazarlara göre biraz zayıf buldum. Kutulu Odyssey 2001 iyiymiş ama:)

Çevrimdışı Ref

  • Yönetici
  • Özgür Retrocu
  • *
  • İleti: 2882
  • Advanced User Simulator
    • ae unutmadan
Ynt: Ref'in Kuzey Almanya Bit Pazarı Deneyimi
« Yanıtla #7 : 04 Ağustos 2014, 00:12:10 »
Bu tren maketlerinin vatanı Nürnberg. Rafları bunlarla dolu mağazalar var. Fiyatlar ise uçuk. 50 Euro demelerine o yüzden şaşırmadım. Bizim buradaki pazarlara göre biraz zayıf buldum. Kutulu Odyssey 2001 iyiymiş ama:)

Leviathan,bizim burasi derken nürnberg'i mi kastediyorsun yoksa dolapdereyi mi?

Çevrimdışı leviathank

  • Retroman
  • ***
  • İleti: 34
Ynt: Ref'in Kuzey Almanya Bit Pazarı Deneyimi
« Yanıtla #8 : 04 Ağustos 2014, 00:48:46 »
Leviathan,bizim burasi derken nürnberg'i mi kastediyorsun yoksa dolapdereyi mi?

Ankara'yı kastetmiştim. Bu konuda yavuzg muhtemelen bana muhalefet gösterecektir;)

Baz aldığım elbette senin gezdiğin haftasonunda buldukların, gördüklerin.

Çevrimdışı Gokhan Ozkan

  • Retroman
  • ***
  • İleti: 59
Ynt: Ref'in Kuzey Almanya Bit Pazarı Deneyimi
« Yanıtla #9 : 04 Ağustos 2014, 20:15:12 »
Ref: Fotograflar sayesinde bit pazarı hakkında Çok güzel izlenimler edindim. . Bu arada "Burada sıkça gördüğüm birşey de minyatür trenler. Fakat bunlar çok pahalıdan satılıyor. Bir keresinde 50-60 parça metal rayı olan 10 vagonlu bir treni poşete rastgele atılmış şekilde görünce ak saçlı teyzeye fiyatını soracak oldum, 50eu dedi. Üzerine de "bunlar çok değerlidir" falan diye de ekledi.." [/i] [/i] 50 Euro uygun fiyat demiş. Aynı trensetini Türkiyede 100- 200  Euro fiyat aralığında  bulabilirsin. Pazarlık edip 30-40 euro  fiyata alsaydın, burada 150 Euro civarına değerlendirebilirdin.

Saygılar.

Çevrimdışı Gokhan Ozkan

  • Retroman
  • ***
  • İleti: 59
Ynt: Ref'in Kuzey Almanya Bit Pazarı Deneyimi
« Yanıtla #10 : 04 Ağustos 2014, 20:16:37 »
Bu arada aldıklarında hayırlı olsun. Güle güle kullan.

Çevrimdışı AmonR

  • RAAT
  • Tedavideki Retromanik
  • *
  • İleti: 269
Ynt: Ref'in Kuzey Almanya Bit Pazarı Deneyimi
« Yanıtla #11 : 05 Ağustos 2014, 10:18:09 »
Alman tertip ve düzeni bitpazarlarında da kendini belli ediyor demek ki.   :)
Bu sayede bitpazarı gezmek Türkiye'deki gibi keşmekeş içerisinde eziyete dönüşmeyip, aksine keyifli bir etkinlik olmuş belli ki.
(Yine de pazar günüyle sabahın köründe kalkmak gerekliliği burada da geçerli anlaşılan.)   :P

Güzel güzel fotoğraflayıp bizlerle paylaştığın için teşekkürler Ref.   :)

Çevrimdışı Shax

  • Yönetici
  • Normalleşmiş Retroman
  • *
  • İleti: 1207
Ynt: Ref'in Kuzey Almanya Bit Pazarı Deneyimi
« Yanıtla #12 : 05 Ağustos 2014, 20:57:31 »
 RAAT Pinneberg. Cok yakinda, gelecekte...
Sahip oldukların zamanla sana sahip olur.

Çevrimdışı Alco

  • Yönetici
  • Özgür Retrocu
  • *
  • İleti: 2133
  • "Kahraman olmak, dürüst olmaktan kolaydır" Luigi P
    • Sizin Amstrad
Ynt: Ref'in Kuzey Almanya Bit Pazarı Deneyimi
« Yanıtla #13 : 07 Ağustos 2014, 14:40:26 »
Ref, herşeyden önce; süper bir paylaşım, anlatım, deneyim olmuş. Kalemine sağlık cidden. Hat trick öncesi sana da iyi gelmiştir. Nasıl olsa bunda sonra böyle şeylere uzunnnnn bir süre vaktin olmaz ;)

Elbette gönül istiyor bizde de böyle pazarlar olsun. Esnaf, en azında kendi dilini anlaşılabilir bir şive ile konuşabilsin. Zemin, asfalt-beton ya da en azından bileğini burkmadan yürüyebileceğin, çamura batmayacağın birşey olsun. Falan filan... Ne yapalım, artık arızalı sağlam kabul ettik bu halini diyerekten ben de 2 hafta önce Samandıra'ya gittim. Sanırım 4 belki de 5 senedir bite gitmiyordum. Ama tam bit modunda değildim. Sıklıkla yeri değiştiği için son yerini öğrenme amacıyla öğlen vakti öylesine bir uğradım. Samandıra otogarın arkasına kuruluyor. Bize göre birşey yoktu. Birkaç tane sıfır ambalaj Arthur kitabı buldum. Biraz da "bozuk oyuncaklardan yeni oyuncaklar yapma ve tamir etme" derslerimiz için materyal baktım. 45 dakika kadar dolanıp eve döndüm. Geçen hafta, erken saatte tekrar gitmek üzere plan yapmıştım ama hem cumartesi akşamı hem de pazar sabahı epey yağmur vardı. Salla gitsin dedim ve gitmedim.

4-5 senedir bite gitmiyorum ama senede 1-2 kez 33babaya uğruyorum. İhtiyacım olan şeyleri ondan alıyorum. Sağolsun fiyat konusunda da bana hep uygun rakamlar telafuz eder.

Tren mevzuna gelince... 70li yıllarda babam bana Almanya'dan çok çok kaliteli bir set getirmişti. Fakat biz bunu hep oyuncak olarak görmüştük. Malzeme ve işçilik kalitesi inanılmaz düzeydeydi. Detaylar ise tarif edilemez. Markasını hatırlamıyorum. Elbette tüm elektrikli oyuncakları olduğu gibi bunu da modifiye etmeye çalışmıştım. İlerleyen yıllarda da atıldı gitti. Daha sonra 80li yıllarda, yine bir Almanya seyahatinde, biradere Marklin marka yine kaliteli bir tren seti getirdi. Benimki kadar değilse bile o da çok iyi idi. İlerleyen yıllarda o da atıldı. Eh insan şimdi üzülüyor tabi bunlara...

RAAT Pinneberg. Cok yakinda, gelecekte...
İnşallah be canım! :)

Çevrimdışı leviathank

  • Retroman
  • ***
  • İleti: 34
Ynt: Ref'in Kuzey Almanya Bit Pazarı Deneyimi
« Yanıtla #14 : 07 Ağustos 2014, 17:22:07 »
@alcofribas: epeydir yoktun ya da mesaj atmıyordun, seni görmek güzel.

Yıllık izin, bayram derken epeydir pazara gidemiyordum. Bu hafta içinde camiadan yer sorunu yaşayan bir abimizden Nintendo ve Sega koleksiyonunu almıştım. Annemden ve hatundan temiz bir fırça yedim:) Bir süre bir şey almayacağım diye söz vererek yırttım. Bir arkadaş geçen hafta bir dükkanda 15 liraya Spectrum+ vardı deyince duramadım, düştüm yollara. Pazar günü değildi ama seyyar satıcı seviyesinde epey bir tezgah da mekanda kurulmuştu. Maalesef Spectrum+ satılmıştı. Kös kös dönerken bir tezgahta uzaktan SNES kasasını tanıdım. Yüzlerce kişi vardı ama kimse ilgilenmiyordu. Yanına gittim. Kasa + 1 gamepad ve 1 oyun vardı. Tezgah sahibi bir yere gitmiş onu beklerken bitpazarı alışkanlığı yanında duran poşeti araladım. 1 tane full takım Nintendo 64 ve 6 oyun gördüm. Keyfim yerine gelmişti. Tezgahın uç noktasındaki Gameboy Color'u da farkedince hat trick'i yapmış oldum (tekrar hoşgeldin Demba ba:) ). Verdiğim sözü hatırlayarak evin yolunu tuttum. Kimseye görünmeden aldıklarımı odaya taşıdım. Evet ben bir retro hastasıydım:)

Bunları bulduğum pazar Ankara'nın esas bitpazarı değil, biraz daha düzensiz olanı. Pazarda bırak nitelik olarak üst seviyede olanı nicelik olarak da sıfır karşı cins vardı, bir Ankara gerçeği:) Pazarda hatun mu retro mu derseniz retro derim ve baştan kaybederim dostlar:)

Ref başlığını kirlettim biraz, kusura bakma.