Gönderen Konu: 64'ler'den Rasim Mingü ile Röportaj  (Okunma sayısı 24149 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Adamın Biri

  • RAAT
  • Retro Meraklısı
  • *
  • İleti: 170
    • Sadece bir müze...
64'ler'den Rasim Mingü ile Röportaj
« : 17 Ağustos 2014, 01:35:35 »
Sadecebirmuze.com'u yıllar süren kış uykusundan uyandırma etkinlikleri çerçevesinde 64'ler'in ilk yazarı Rasim Mingü ile yaptığımız röportajı en sonunda yayınlıyorum. (Geç olsun güç olmasın -- yeni mottom bu :) ) Darısı yayınlanmayan diğer sayısız röportaj ve makalenin başına (amiiin!).

http://www.sadecebirmuze.com/rop/rasimmingu.html

Çevrimdışı Ref

  • Yönetici
  • Özgür Retrocu
  • *
  • İleti: 2882
  • Advanced User Simulator
    • ae unutmadan
Ynt: 64'ler'den Rasim Mingü ile Röportaj
« Yanıtla #1 : 17 Ağustos 2014, 13:50:22 »
oooo, like yahu :)

Çok güzel bir röportaj olmuş, üzerinde konuşacak bir sürü konu çıkmış. Bu röportajları daha fazla bekletmesen diyorum Deniz :D

  • Dergi kapandığında en yüksek tirajı yapıyormuş: derginin kapanması bir gizem!
  • Mac'in açılımı "Murat and Carmen" tekrar doğrulanıyor (belki o dönem yazıları beraber hazırlamışlardır, geceleri beraber kalıyorlarmış).
  • Rasim Mingü 64'ler'i çıkarıyormuş az kalsın yeniden :D (hem de skate ile birlikte?!)


Mac'in kapak tasarımları hakkında Mingü, "ilk üç sayıyı mahvetmişti" diyor, bu sayılar tam olarak hangileri acaba?

http://www.sadecebirmuze.com/index2.html

Şuradan kontrol edince, sayfaları şu şekilde gruplayabilirim:

1-16 sayılar: birinci dönem açık tonların ağırlıklı olduğu beyaz manşetli kapak
17-18-19 sayılar: Burada bazı problemler var, örneğin 64ler logosunun renkleri çıkmamış. Ama kapakta sonraki sayıların temeli atılmış, mavi çerçeve standardı gelmiş.
20-33: devamlılık içeren kapaklar, tek bir "feature" afiş ile açılıyor.
34-35: jelibon hediyesi sebebiyle paket için yer ayrılmış, fakat mavi çerçeve halen duruyor.
36-39: burada logonun altına sarı bir çizgi çekiliyor, kapak fotografı büyütülmek adına mavi çerçeve terk ediliyor.
40: Bu sayıda kapak nedense yeşil çıkmış, mürekkebin bir tonu basılmamış gibi. Ayırca bu sayı aslında değişimin bir işareti. Manşet olduğu gibi, mavi arka plan ve sarı altlık ile  duruyor fakat kapakta lotus'un 3d vektör bir çizimi mevcut. Bundan sonraki sayılarda bu tür bilgisayar grafikleri kullanılmaya başlanıyor.
41-52: Yeni logo, kapakta bir öze dönüş var, artık tek bir "feature" yok, diğer oyunlara ait minik fotograflar sıkıştırılmış durumda. Mümkün oldukça 3D grafikler tercih ediliyor.

Sanırım 40.sayıdan itibaren PC'nin yükselişi gerçekleşiyor, burada bir amiga dergisinin piyasaya ayak uydurma çabalarını mı izliyoruz?

Mingü'nin bahsettiği 3 sayının 17,18 ve 19. sayılar olduğunu tahmin ediyorum.


Son olarak sayı 18'deki  "Maceradan Maceraya" bölümündeki Wolfman yazısının üzerindeki Mert Gökkaya imzalı çizimi (sanırım yazıyı Rasim Mingü yazmış), 64ler'in profesyonellik konusundaki görüşümüzü derinleştirmesi açısından paylaşayım dedim:




edit:
Sonra biraz daha düşündüm ve enflasyon hesaplayıcısından, temmuz 1992'de 20000 TL'den satılan derginin bugünki ederinin 14.7 TL olduğunu öğrendim.

eğer 7000 adet sattıysa, 7000 x 14.7 = 103.000 TL ediyor. Reklam gelirlerini tahsil edemiyorsa sonunda batmış olabilir, dağıtımı, vergisi, dergi masraflı iş mirim :D

Çevrimdışı fullgrim

  • Retro Meraklısı
  • ***
  • İleti: 152
    • Adventure Attacks!
Ynt: 64'ler'den Rasim Mingü ile Röportaj
« Yanıtla #2 : 17 Ağustos 2014, 21:00:48 »
Harika bir röportaj olmuş. O dönemle ilgili bir çok yeni bilgi öğrendik.

Ref'in değindiği konular benim de kafama takıldı:

> Derginin kapanışı ile ilgili Rasim Mingü'nün tespiti kısmen doğru, ne tiraj azalışından nede o dönemki ekonomik krizden kapanmış. Abdurrahman Pala'nında belirttiği gibi, dergiyi satan bayi ve bilgisayarcılardan, satılan dergilerin paralarını toplayamamışlar. Peki Abdurrahman Pala bunun olmasını engelleyebilir miydi? Bence imkansız değil ama o dönem için zor. Sonuçta anlaşmanın başında, henüz tahmini gelir bile belli değilken kimseye senet imzalatamazsınız. Aylar geçtikten ve para alamadıktan sonra da senet imzalatamazsınız, adam; "İmzalamıyorum, bir daha da dergi gönderme istersen" diyip geçer. İşin başında her bayi ile sözleşme yapılması gerekiyordu ama Abdurrahman Pala'nın o dönem şirketi bile yokmuş. Şirket kurup, avukatlar, mali müşavirler vb. ile çalışması gerekiyordu ama bunlar da ek maliyet. Bir de şimdi en basit kampanya sitesi bile herkesle sözleşme yaparken, o dönemde Holding gibi kallavi kuruluşlar haricinde kimse bu kadar kurumsal değildi. Nereden baksak zor iş, üstüne bayilerin tüm Türkiye'ye yayılmış olması ve e-posta gibi iletişim araçlarının da olmaması cabası. Sonuçta derginin, birileri haksız yere cebini doldurduğu için kapanmış olması çok üzücü.

> Mac'in açılımı; 'Murat and Carmen' mi?! Hani düğün davetiyelerinin arkasında yazdığı gibi! Şu an, Megadeth / Wake Up Dead'in sözlerini ilk okuduğumdaki gibi şaşkınım. Şu konu, Mac Adventure'dan Gameshow'a, oradan Mavra Board'a kadar yıllarca sayısız ortamda tartışıldı ve bunun da altından bir kız çıktı demek. Bir kız için, 10 küsür yıldır çalıştığı işyerinden tazminatını çöpe atarak ayrılanı, hatta bütün hayatını değiştirip başka şehre bile yerleşenleri gördüğüm için çokta garipsememek gerek herhalde, pandoranın kutusundan beri ele geçirdiler bizi  :D

> Rasim Mingü'nün 64'leri yeniden çıkarma projesinden ilginci, Mac'in o dönemki tüm işlerini bunun için bırakmayı göze alarak tamam demiş olması herhalde. İşin daha da ilginci, eğer gerçekleşse Gameshow'a rakip olacaklardı, güzel bir çekişmeyi kaçırmış olduk böylece...


Röportajlar için çok teşekkürler Deniz. Artık Polat Yarışçı'ya da sıra geliyordur herhalde. Ve de tabiiki Mac ile röportaj yaparak bu işten emekli olacağını düşünüyorum, onu da 2050'de okuruz artık  ;D

Çevrimdışı Adamın Biri

  • RAAT
  • Retro Meraklısı
  • *
  • İleti: 170
    • Sadece bir müze...
Ynt: 64'ler'den Rasim Mingü ile Röportaj
« Yanıtla #3 : 17 Ağustos 2014, 23:27:09 »
Rasim ilk üç sayıyı mahvetmişti derken kapakları değil dergi sayfalarını kastediyor bence. 17, 18 ve 19. sayılar ile MAC'in herhangi bir alakası olamaz, çünkü MAC'in dergiyle tanışması 20. sayının hazırlıkları sırasında olmuş. En azından Abdurrahman Pala'nın anlattığına göre durum buymuş. Ama tabii ki bu bir dergi logsunun renklerinin niye üç ayda tutturulamadığı sorusunu cevaplamıyor :)

Kesinlikle MAC'in yaptığından emin olduğumuz ve kesinlikle berbat bir kapak örneği Aralık'91'deki 45. sayı kanımca.

Enflasyon hesaplayıcısı nasıl bir mantıkla çalışıyor bilmiyorum ama 64'ler'in fiyatı bugünkü fyatla 14.7 TL olamaz. Belki o zamanki paranın alım gücü bugünkü 14.7 TL'nin alım gücüne eşittir... Her şeyden önce 64'ler bütün dergiler içinde en ucuzuymuş. Levent Pekcan ortaya çıkarmıştı sanırım bunu. Aslında bu konuyla ilgili grafikli bir çalışma yapıp siteme koymak istiyorum. Güzel planlarım var, evet :D

Alıntı
(...) onu da 2050'de okuruz artık  ;D
İyimser düşünmüşsün :D

Çevrimdışı Ref

  • Yönetici
  • Özgür Retrocu
  • *
  • İleti: 2882
  • Advanced User Simulator
    • ae unutmadan
Ynt: 64'ler'den Rasim Mingü ile Röportaj
« Yanıtla #4 : 18 Ağustos 2014, 01:43:42 »
MAC'in dergiyle tanışması 20. sayının hazırlıkları sırasında olmuş.
Acaba ilk yazısı hangisi. Malesef 64ler arşivimiz eksik olduğu için kontrol edemiyorum (alco, duy sesimizi artık!). 21.sayıya kadar herhangi bir Mac yazısına rastlayamadım. Fakat isimsiz makaleler mevcut. Bunların çeviri olduğunu tahmin ediyorum. Elinde 64ler arşivi tam olanlar bir bakabilir mi? hatta tarasalar da koysalar şukela olur. (perpetual, deniz ve alco'da tam set var bildiğim kadarıyla).

Alıntı
Kesinlikle MAC'in yaptığından emin olduğumuz ve kesinlikle berbat bir kapak örneği Aralık'91'deki 45. sayı kanımca.
Heheh aceleye gelmiş o kapak.

Bir de dergileri karıştırırken Abdurrahman Pala'nın 18.sayıda başlayan "Amiga dergisi basıma hazır", "Derginin iznini alıyoruz", "Amiga derginiz yakında elinizde" yazılarının ardından 21.sayıda "aslında dergi mergi yok, REM'i 64'lerin içine gömüverdik bitti" şeklinde konuyu kapatması süper olmuş :D Bu arada "REM" nedir ki? Açılımını bilen var mı?

Diğer taraftan "REM"de notlar hep %100, %98 falan :D c64 oynamaktan gelen yazarlar amiga görünce bütün oyunlara 100 puanı basmışlar :D


Alıntı
Enflasyon hesaplayıcısı nasıl bir mantıkla çalışıyor bilmiyorum ama 64'ler'in fiyatı bugünkü fyatla 14.7 TL olamaz. Belki o zamanki paranın alım gücü bugünkü 14.7 TL'nin alım gücüne eşittir...
Bilmiyorum valla, merkez bankası "tüfe" verilerine göre oranlıyor. temmuz 1992-ocak2014 20bin TL hesplattım 14.7 lira verdi bana. Bugün 15 liraya dergi var mı bilmiyorum. Karşılaştıracak başka veriler gerekiyor. mesela 1992'de ekmek fiyatı 1250 LİRA imiş. Yani 20000 lira ile 16 ekmek alınabiliyor (Bugün 75 kuruş -200gr ekmek- buna göre dergi fiyatı 12TL imiş). O zaman asgari ücret 1.449.000 TL imiş (merkez bankası tüfeye göre hesapladığında 1.066TL çıkıyor), bugün 1.071 TL. O zaman dergiler çok pahalıymış demekki. 64ler bugün satılsa 12-15TL arası olacakmış.


Mac'in açılımı; 'Murat and Carmen' mi?! Hani düğün davetiyelerinin arkasında yazdığı gibi!

Bunu 4-5 sene önce (belki daha fazla?) bir facebook grubu aracılığı ile öğrenmiştim. O ara mac halen almanyada idi. En son bilgi ingilterede olduğu yönünde. Gaddar karşılaşmış olabilir miydi acaba, hafızam yine yanıltıyor olabilir.

Çevrimdışı Adamın Biri

  • RAAT
  • Retro Meraklısı
  • *
  • İleti: 170
    • Sadece bir müze...
Ynt: 64'ler'den Rasim Mingü ile Röportaj
« Yanıtla #5 : 18 Ağustos 2014, 09:06:23 »
İşte saptayabildiğim kadarıyla MAC Adventure kronolojisi:

#23 - Şubat'90: 'Adventure Yardım Köşesi' açılmış. Yazarı Ertuğrul Eröz. Mektup beklediğini söylüyor.
#24 - Mart'90: Adventure Yardım Köşesi'nin yerinde yeller esiyor. Sebebi soru işareti.
#25 - Nisan'90: Dergide hem Adventure Yardım Köşesi hem de SAS (Strateji-Adventure-Simülasyon) köşesi var. AYK'nin altında MAC imzalı bir ilüstrasyon mevcut.
#26 - Mayıs'90: SAS yok, AYK var. İmzasız.
#27 - Haziran'90: Bu sefer de AYK yok ama SAS var! Altında ilk defa MAC'in imzası gözüküyor. İki ay önceki ilüstrasyon burda da mevcut.
#28 - Temmuz'90: SAS'ta ilk metal sabotaj!
#29 - Haziran'90: SAS'ın adı MAC Adventure olmuş. Ayrıca ilk "son sayfa."

...ama ilk yazısının hangisi olduğunu bilemiyorum. Muhtemelen 20 ila 23. sayılar arasında imzasız yayınlanan bir haber yazısıdır. çünkü Abdurrahman Pala ilk tanışmasında, "Eğer haberleri çevirirsen [okuduğun yabancı] dergileri alabilirsin," şeklinde bir cümle sarf etmiş.


MAC'in açılımını Facebook'a yazan kişiye madalya takmak lazım. Çok mühim bir iş başardı kendisi... Açıkçası insanların hususiyetlerinin üzerine bu kadar düşülmesini anlamıyorum. MAC'i sevip de adının anlamını zerre kadar merak etmeyen tek kişiyim herhalde. Eğer bir gün olur da kendisiyle röportaj yaparsam bu konu kesinlikle geçmeyecek. Ahanda buraya yazıyorum.

Çevrimdışı Ref

  • Yönetici
  • Özgür Retrocu
  • *
  • İleti: 2882
  • Advanced User Simulator
    • ae unutmadan
Ynt: 64'ler'den Rasim Mingü ile Röportaj
« Yanıtla #6 : 18 Ağustos 2014, 11:48:22 »
MAC'in açılımını Facebook'a yazan kişiye madalya takmak lazım. Çok mühim bir iş başardı kendisi... Açıkçası insanların hususiyetlerinin üzerine bu kadar düşülmesini anlamıyorum. MAC'i sevip de adının anlamını zerre kadar merak etmeyen tek kişiyim herhalde. Eğer bir gün olur da kendisiyle röportaj yaparsam bu konu kesinlikle geçmeyecek. Ahanda buraya yazıyorum.

Hahah, "Mac" takma isminin gizemi bir hususiyet değil, bir pazarlama oyunu olduğunu düşünüyorum. Mac sayısız defa kendi köşesinde açılımı tahmin etmeye çalışanlarla dalga geçip "cık, o da değil" demişti. Belkide bu sohbetler olmasa ismin gizemi üzerine kimse takılmayacaktı. "Mac" ilk başlarda benim için o dönemde filmlerde kullanılan "hey mac, hawriyu? dets a fayn görl mac!" cümlesindeki "arkadaş, dostum, leyn pezemenk bu kız kim vs." anlamındaki argo bir hitap şekli idi. Sonra okur mektuplarında bu muhabbeti okudukça bu konuda merak etmeye başladım. Yıllar sürdü bu merak, fakat derginin kapanması ile, uzun bir sevişmenin sonunda orgazm olmadan evden çıkmanız gerektiğindeki halimiz gibi kaldı herkes bence :D (herkes merak içinde kaldı demek istemiyorum, çünkü bu meraktan fazla birşey, bitirilmesi gereken görev gibiydi herkes için--bu sebepten her röportajda sormak zorunda hissediyor herkes).

Bir de "kamuya düşmek" terimi vardır basın yayında, yani insanın ünlü olması ile bağlantılı herşeyin "yayınlanmış" bir ürün olması olarak kabul edilmesi durumu. Mac'i ünlü eden şeyler her neyse (ki "mac'in açılımının gizemi" mutlaka bu ögelerden biri) hepsi kamusal alanda konuşulabilir. Eğer bir şarkıcıyı ünlü eden şey giyim tarzı ise bu konu hakkında herşeyi didik didik etmek son derece normaldir. Aynı şekilde köpeği ile olan ilişkisi de (ki 4-5 yıl önce kaybettik onu). Lakin bu pazarlanan "ürün"ün bir parçasıdır. Fakat bu Carmen'in şimdi nerde olduğu, ne iş yaptığı, o zaman aralarında ne yaptıkları bizi ilgilendirmez, hiçbir yazısında adını görmedim, Mac onu bu işe karıştırmadı (takma adı dışında).

Eğer sen bu soruyu röportajında sormazsan okuyucunu mutlu etmeyeceksin :D Ama iş artık pisleşti kabul etmek gerek (hatun mevzuları). :) Belki de bulaşmamak en iyisi.

Bir çeşit benzetme olacak ama Sedat'ta forumumuzun bir üyesi olduğu için sormak gerek, "ssg"nin açılımı da benzer bir gizem değil miydi (onu da biliyoruz artık)? Ben de bir zamanlar "apm" idim :D Gizemler birbirini kovalar :D


Çevrimdışı coze

  • RAAT
  • Retroman
  • *
  • İleti: 63
Ynt: 64'ler'den Rasim Mingü ile Röportaj
« Yanıtla #7 : 19 Ağustos 2014, 06:27:02 »
Alıntı
MMORPG’ler hakkında ne düşünüyorsun? Hani 300,000 kişinin beraber oynadığı sonu gelmeyen oyunlar var ya…
Geri zekâlılık olduğunu düşünüyorum. Repetitive bir şey yani o.

efsane bir yanit olmus, ellerine agzina saglik Rasim abi :)

Çevrimdışı coze

  • RAAT
  • Retroman
  • *
  • İleti: 63
Ynt: 64'ler'den Rasim Mingü ile Röportaj
« Yanıtla #8 : 19 Ağustos 2014, 06:30:38 »
Fakat bu Carmen'in şimdi nerde olduğu, ne iş yaptığı, o zaman aralarında ne yaptıkları bizi ilgilendirmez, hiçbir yazısında adını görmedim, Mac onu bu işe karıştırmadı (takma adı dışında).

Yahu olur mu, en azindan yengenin nereli oldugunu bilseydik. Murat'i felsefi acidan ne kadar etkiledigini bilseydik (Takma adina kadar girmisse bence hatundan bayagi etkilenmis olmali.)

Çevrimdışı Ref

  • Yönetici
  • Özgür Retrocu
  • *
  • İleti: 2882
  • Advanced User Simulator
    • ae unutmadan
Ynt: 64'ler'den Rasim Mingü ile Röportaj
« Yanıtla #9 : 19 Ağustos 2014, 15:43:08 »
Alıntı
MMORPG’ler hakkında ne düşünüyorsun? Hani 300,000 kişinin beraber oynadığı sonu gelmeyen oyunlar var ya…
Geri zekâlılık olduğunu düşünüyorum. Repetitive bir şey yani o.

efsane bir yanit olmus, ellerine agzina saglik Rasim abi :)

Yahu olur mu, sanki tavla, satranç vs. çok mu değişken oyunlar :D ya da R-type, green beret? Habire aynı şeyi yapıyoruz işte. Repetitive olmayan oyunlar hangileri deseniz mmoprg'leri sayabilirsiniz. Bir milyon çeşit iş var yapabileceğiniz, sınıflar var, yetenekler var, envai çeşit mekan, binlerce asset, çeşit çeşit senaryo ve çoğu günlük güncelleniyor. Eve Online'da canlı bir ekonomi, borsa falan var. Tek başına ya da 50 kişi birlikte yapman gereken, sosyal teması zorunlu kılan yapılar var. Mmprpg'de ki sorun, yapılacak işlerin çok fazla olması ve fakat bu işlerin genel olarak birbirine benzemesi. Bu da işi oyunluktan çıkarıp bir "labor" konumuna getiriyor. Sonra da siz bir işçi gibi makine başına geçip işleri yürütmeniz gerekiyor. İnsanların sorumluluk altında ezilip "repetitive lan bu" dedikleri nokta burası bence.


Yahu olur mu, en azindan yengenin nereli oldugunu bilseydik. Murat'i felsefi acidan ne kadar etkiledigini bilseydik.

"Carmen" nereli olacak yahu? olsa olsa San Diego'ludur :D

Çevrimdışı witchdoktor

  • RAAT
  • Normalleşmiş Retroman
  • *
  • İleti: 757
Ynt: 64'ler'den Rasim Mingü ile Röportaj
« Yanıtla #10 : 19 Ağustos 2014, 16:52:55 »
Mmprpg'de ki sorun, yapılacak işlerin çok fazla olması ve fakat bu işlerin genel olarak birbirine benzemesi. Bu da işi oyunluktan çıkarıp bir "labor" konumuna getiriyor. Sonra da siz bir işçi gibi makine başına geçip işleri yürütmeniz gerekiyor. İnsanların sorumluluk altında ezilip "repetitive lan bu" dedikleri nokta burası bence.

'Repetitive' olaylar da bir başka bağımlılık unsuru bu tarz oyunlarda. 2 yılı aşkın süredir android'de oynadığım AoWE'yi en az 10 kere bırakasım geldi ama başaramadım. Oynadığım server'da 1, 7 ve 8. sıradayım ve hala devam ediyorum. Hayat akışımı planlarken bu oyunu da işin içine katıyorum mutlaka. Bu oyunu oynayanlar arasındaki ortak motto şu: "F*ck you devs!"

Çevrimdışı wizofwor

  • RAAT
  • Tedavideki Retromanik
  • *
  • İleti: 398
Ynt: 64'ler'den Rasim Mingü ile Röportaj
« Yanıtla #11 : 19 Ağustos 2014, 17:05:11 »
Geçenlerde yeni bir terim öğrendim: grinding. Free-to-play oyunlarda karakteri para vermeden geliştirmek için, aynı bölümü/görevi bayılana kadar tekrar tekrar oynamaya deniyor(muş). İlk bakışta bir tasarım hatası gibi görünse de, aynı bölümün tekrar oynanması oyunun re-play değerini arttırdığı için geliştiricilerin de işine geliyor. Bu yıldız toplama işi filan hep grinding'i körüklemek içinmiş meğer. 


MMORPG'ler aslında C-RPG'lerinin evriminin kaçınılmaz bir parçasıydı. Yeni çıkacak Ultima'da bütün rakipler gerçek oyuncu olacakmış yazılarını iştahla okuduğumu hatırlıyorum. Sonra ne olduysa bu free-to-play'larla birlikte bu duruma düştük işte. Diğer klasik türlerle beraber CRPG'ler de öldü. Meydan kof MMORPG'lere kaldı.


Konuyla ucundan alakalı 9gag linki:
7 Fun Ways To Make Your Desk Job More Like An RPG
http://9gag.com/gag/a44D6bd
Gosub ile gidilen yerden goto ile dönen adam

Çevrimdışı Adamın Biri

  • RAAT
  • Retro Meraklısı
  • *
  • İleti: 170
    • Sadece bir müze...
Ynt: 64'ler'den Rasim Mingü ile Röportaj
« Yanıtla #12 : 20 Ağustos 2014, 13:10:40 »
Yahu olur mu, en azindan yengenin nereli oldugunu bilseydik. Murat'i felsefi acidan ne kadar etkiledigini bilseydik (Takma adina kadar girmisse bence hatundan bayagi etkilenmis olmali.)

Sorunun cevabı Abdurrahman Pala'nın röportajında gizli:

Alıntı
Bir sevgilisi vardı Almanyalı, sevgilisinin peşinden Almanya'ya gitti.

Çevrimdışı Alco

  • Yönetici
  • Özgür Retrocu
  • *
  • İleti: 2132
  • "Kahraman olmak, dürüst olmaktan kolaydır" Luigi P
    • Sizin Amstrad
Ynt: 64'ler'den Rasim Mingü ile Röportaj
« Yanıtla #13 : 31 Ağustos 2014, 19:10:49 »
Deniz, röportaj 10 numara olmuş. Ellerine sağlık.

Lakin; MAC, Barış Yalçınkaya, Dr. Ali Özçelik gibi birkaç ismi çıkarırsan bu dergiden geriye kötü dizgi, berbat Türkçe kullanımı ve esnaf vizyonu hariç geriye ne kalır çok merak ediyorum. Zaten bu saydığım isimleri de bozuk saatin bile günde iki kere doğruyu göstermesi sınıfında değerlendirmek lazım. Onlar yanlışlıkla karışmışlar bence oraya :)

Yahu; Canım Commodore Dergisi dururken buna bakılır mı be!


Çevrimdışı witchdoktor

  • RAAT
  • Normalleşmiş Retroman
  • *
  • İleti: 757
Ynt: 64'ler'den Rasim Mingü ile Röportaj
« Yanıtla #14 : 01 Eylül 2014, 11:06:41 »
Deniz, röportaj 10 numara olmuş. Ellerine sağlık.

Lakin; MAC, Barış Yalçınkaya, Dr. Ali Özçelik gibi birkaç ismi çıkarırsan bu dergiden geriye kötü dizgi, berbat Türkçe kullanımı ve esnaf vizyonu hariç geriye ne kalır çok merak ediyorum. Zaten bu saydığım isimleri de bozuk saatin bile günde iki kere doğruyu göstermesi sınıfında değerlendirmek lazım. Onlar yanlışlıkla karışmışlar bence oraya :)

Yahu; Canım Commodore Dergisi dururken buna bakılır mı be!

Alcofribas, keşke bu veya daha düşük ayarda 3-5 dergi daha olsaydı da onlar hakkında da muhabbet edebilseydik.  Arkasında Kavala Holding gibi bir güç olmadığı, alaylı bir ekibin amatör + esnaf ruhuyla bir şeyler ortaya çıkardığı aşikar, camiaya farklı bir tat kattığı ise tartışılmaz.