Gönderen Konu: Nostaljik Mekanlar Dizisi - DAĞBİM  (Okunma sayısı 39314 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı unay

  • Tedavideki Retromanik
  • ****
  • İleti: 294
  • CPC6128 / CPC464 / GTM640
Ynt: Nostaljik Mekanlar Dizisi - DAĞBİM
« Yanıtla #30 : 13 Şubat 2025, 21:30:44 »
Liseye başlamıştım, 92 mart ya da sonrası olması lazım. Yeşil ceket, lacivert pantolon ve açık mavi gömlekle toplum içinde sırıtıyordum orası kesin :)

Kredili sisteme de değinip mağduriyet yaratmak istemiyorum. Ya da değineyim..

Tam biz liseye başlayacakken kredili sistem diye bir zıkkım çıkardılar. Sözelci arkadaşımla ben aynı sınıfta olalım diye TM bölümüne yazıldık (akıl yok, akıl veren de...). Netice itibarı ile tüm sayısal dersleri alıp Türkçe Matematik mezunu oldum ve Bilgisayar Mühendisliğini sırf bu yüzden kazanamadım. Şaka şaka, sayısal diplomam da olsa Bilgisayar Mühendisliği kazanamazdım. İstanbul dışı yazma özgürlüğümüz olsaydı belki. Gerçi ben çok sonra  okulu bırakıp, aileden izin ve destek istemeden tekrar sınava girip İstanbul dışında okudum ama neyse.
Amstrad CPC az anlar, çok sever.

Çevrimdışı unay

  • Tedavideki Retromanik
  • ****
  • İleti: 294
  • CPC6128 / CPC464 / GTM640
Ynt: Nostaljik Mekanlar Dizisi - DAĞBİM
« Yanıtla #31 : 21 Şubat 2025, 16:17:25 »
Dağbim'e ilk gidişim, daha önce anlatmış olduğum yazıcıoğlunda kat kat gezerek Amstrad oyunu satan yer ararken olmuştu. O gün, içeride ben yaşlarda bir çocuktan başka kimse yoktu (Ali Rıza abi genelde iş peşinde koştururdu). "Amstrad oyunu var mı?" soruma "var." cevabını alıp gözlerimin parladığı gün.
O arkadaş Dağbim'in emektarı daha önce bahsettiğim Salim idi. Salim'le aramızda geçen diyalogda sonradan ortaya çıkan bir yanlış anlaşılma durumu benim Ali Rıza abi ile ilk tanışmama ve devamında orada çalışmaya başlama sürecime uzanmıştı. Ben bir taraftan oyun listesine bakarken bir taraftan da oyunlar ne kadar diye soruyordum, aklımda kalan disketin boşunun 65.000-tl dolusunun ise 60.000-tl olduğu idi. Yani toplam 125.000-tl. Ama ben eve dönüş yolunda kendimi "demek ki boş disket daha değerli, programcılar falan kullanıyor." diye ikna etmiştim. Aklım oyun için diskete 125.000-tl vermeyi kabul edilebilir görmüyordu. Nasıl görsün zaten, o gün sadece 15.000-tl kaparo verebildim, haftaya gelip disketi alacağım. Yani oyunsuz geçen ve bilgisayarı açıp "hello" ve türevleri +enter = "syntax error" ile takılacağım uzun bir hafta daha. Disketin kalan 45.000-tl sini nasıl bulurum diye düşünüyorum bu arada. (uzatmayın oyun alana disket hediye işte, anlaşılmayacak ne var?)

Velhasıl sonraki hafta annem ve abimin desteği ile cebime 50.000-tl koyup bir arkadaşımla kadıköye indim. Atari salonlarında paraları bitirdikten sonra, 45.000-tl disket param ve dönüş biletimle Dağbim'e gittik.
Ben 45.000-tl verip disketi almayı düşünürken Salim 110.000-tl vereceksin dedi. Öyle dedin böyle dedin, 60 tı 65 ti derken Ali Rıza abi geldi. Sakince içeri girdi, selam verdi. Bir problem olduğunu anlamıştı. Salimi çağırdı, durumu anlayınca beni çağırdı ismimi sordu, söyledim. Kendini takdim etti (kibar adamdı, tanıyanlar doğrulayacaktır). Bir yanlış anlaşılma olduğunu farkettiğini, bu yüzden disket çekme parasının yarısını almayacağını söyledi. Ben de üzerimde o kadar para olmadığını söyledim. Olsun dedi, kalanını sonra ödersin. Ajandasını açtı, ismimi yazdı yanına kalan tutarı (35.000-tl) yazdı ve ne zaman ödeyebileceğimi sordu. Ancak 1 ay sonra ödeyebilirim dedim ve ona göre not aldı.

Yaklaşık 1 ay sonra söz verdiğim üzere 35.000-tl ile Dağbim'e gittim. O günkü kibar adam içeride oturuyordu. Yanına gidip paranın kalanını getirdiğimi söyledim, birşey anlamadığını belirten gözlerle bana bakarak "ne parası?" dedi. Beni hatırlamamıştı, bu aslında o gün beni biraz mutsuz etmişti. Sonrasında abi gelmiştimler, disket almıştımlar, başka bir arkadaş da vardılar (o sırada Salim yoktu) işe yaramayınca ajandasına not aldığını hatırlayıp söyledim. Ajandasını açtı, sayfaları teker teker kontrol ederek (düzenli adamdı, yapılan işlerin üzeri çizili idi) 15-20 sayfa geri gittikten sonra benimle ilgili notu buldu. Parayı ödedim, başımı okşayarak "Aferin! hep böyle ol." dedi ve gururla çıkıp evin yolunu tuttum.

Evdekilere de bu durumu anlattım. Ondan sonrasında da yaza kadar hep Ali Rıza abi anlatacaktım zaten.

Ali Rıza abi ve Salim'le tanışıklığım bu şekilde olmuştu.
Amstrad CPC az anlar, çok sever.

Çevrimdışı Alco

  • Yönetici
  • Özgür Retrocu
  • *
  • İleti: 2251
  • "Kahraman olmak, dürüst olmaktan kolaydır" Luigi P
    • Sizin Amstrad
Ynt: Nostaljik Mekanlar Dizisi - DAĞBİM
« Yanıtla #32 : 22 Şubat 2025, 14:11:29 »
Şu anılar/anekdotlar o kadar güzel ki... Bugünün gençlerinin çoğu için hayal gibi. Güler yüzlü, abi modunda, sana güvenen esnaf. Anlaşmazlık halinde müzakere ve çözüm. Sabırla beklemek. Gıdım gıdım para biriktirmek. Bize düşen de rahmetle anmak.

Retro bilgisayar hobisinin güzel yanlarından birisi de bu. Modası geçmek diye birşey yok. Yıllar sonra birisi gelip o başlığı detaylarla dolduruyor. Kalemine sağlık! 

Çevrimdışı unay

  • Tedavideki Retromanik
  • ****
  • İleti: 294
  • CPC6128 / CPC464 / GTM640
Ynt: Nostaljik Mekanlar Dizisi - DAĞBİM
« Yanıtla #33 : 13 Mart 2025, 10:07:37 »
Amstrad sahibi olup, Dağbim ve Ali Rıza abi ile tanıştığım sene içimde kıvılcımlar koparan bir istekle orada çalışmaya karar vermiştim. Gel gelelim önümde 2 engel vardı.
Birincisi "orada çalışmama izin verirler mi?", ikincisi "orada çalışmama izin verirler mi?" idi.
Birincisi kolaydı, burada gizli özne ailemdi ve bir şekilde ikna ederdim. İlerleyen zamanlarda "ben bu yaz çalışmak istiyorum." gibi cümlelerle yolunu yapmaya başlamış, zamanla da "Dağbim'de çalışmak istiyorum."'a çevirmiştim konuyu.
İkincisindeki gizli özne ise tabi ki Ali Rıza abiydi. Zaten yanında hali hazırda ben yaşlarda bir çocuk çalışıyordu. Sonuçta ben de çalışabilirdim. İhtimal yüksekti yani.

Bir gün, altıyoldan eski salı pazarına inen sokağın başında; annemle aşağı doğru inerken karşıdan Ali Rıza abinin geldiğini gördüm. Tesadüfün böylesi. Hemen yolunu kesip selam verdim.
Annemle tanıştırdım, "merhaba, nasılsınız?" lardan sonra annem; "Oğlum sizi çok seviyor, sürekli sizden bahsediyor..." dedi. Ali Rıza abi tebessümle karşılık verip sohbete katılırken ben de annemi çekiştiriyordum (söylesene anne, hadiii).
Sonunda annem "Bizim çocuk yazın çalışmak istiyor, tutturmuş Ali Rıza abinin yanında çalışacağım diye. Ne dediysek vazgeçiremedik." minvalli cümleler kurarak mümkün olup olmadığını sordu. Ali Rıza abi de "tabi ki, neden olmasın?. Yaz başında gelsin yanıma." dedi. Dünyalar benim olmuştu.

Okulun kapandığı hafta cumartesi günü soluğu Ali Rıza abi'nin yanında aldım.
"Abi!" dedim, "Ben geldim, hani annemle konuşmuştunuz. Çalışacaktım."
"Hoş geldin." dedi, "Tamam, ama söz ver vazgeçmek yok. Bir de böyle olmaz, şimdi git pazartesi üzerine kumaş pantolon ve gömlek giyip gel." dedi.
13 yaşında, şort ve atlet tişörtle çalışmaya geldim diyen bir çocuktum sonuçta. Daha işe başlamadan Ali Rıza abiden birşeyler öğrenmeye başlamıştım.

Velhasıl, sonraki hafta pazartesi iş başı yaptım. Hem de haftalık 50.000-TL ücretle  :)
Benim için asıl maddi fayda, tüm oyunlara ücretsiz erişim imkanı idi o vakitler.
Amstrad CPC az anlar, çok sever.

Çevrimdışı Hifly

  • Retro Meraklısı
  • ***
  • İleti: 215
Ynt: Nostaljik Mekanlar Dizisi - DAĞBİM
« Yanıtla #34 : 13 Mart 2025, 10:41:14 »
DAĞbim
1987 yılında Yazıcıoğlu işhanı 5. katta başladığı işine
2010 yılında son vermiştir.
Halen
www.dagbim.net
www.dagbimfm.com
www.dagbim.com
İsimli 3 sitesi bulunmaktadır.
Herkese sevgiler,saygılar....
Arkadaşlar belki farketmemiş olabilir ama, Ard nickli arkadaş bizzat Ali Rıza Dağdelen abi sanırım. Eh durum böyle olunca bize de sormak düşer: Abi yok mu bize o günlerden anlatacağın enteresan olaylar? Mesela niçin Amstrad ağırlıklı çalışıyordunuz? Telif baskınlarında başına gelen olaylar oldu mu? Grand64 Kemal-Egsa Selçuk-Byte Derya Abi ekseninde gelişen fiyat kırma savaşlarında sen de var mıydın? Ya da senin o günlerine dair anlatacağın herşey kabulümüzdür.

Alco bravo, güzel tespit etmişsin. Benim Ankara'da olma gibi bir talihsizliğim vardı konu Amstrad olunca. Baya kısıtlıydı oyun alabileceğim yerler. Ali Rıza abi ben sizi hiç tanımadım ama o dönemin göbeğinde bulunmuş birisi olarak, Alco'nun yazdığı gibi ne anlatsanız kabulümüzdür.

Ali Rıza abiyi maalesef 5-6 sene kadar önce kaybettik kardeşim.

Evet, cevapladığım oldukça eski bir yazı imiş, farketmemişim. Mekanı cennet olsun.

Amstrad sahibi olup, Dağbim ve Ali Rıza abi ile tanıştığım sene içimde kıvılcımlar koparan bir istekle orada çalışmaya karar vermiştim. Gel gelelim önümde 2 engel vardı.
Birincisi "orada çalışmama izin verirler mi?", ikincisi "orada çalışmama izin verirler mi?" idi.
Birincisi kolaydı, burada gizli özne ailemdi ve bir şekilde ikna ederdim. İlerleyen zamanlarda "ben bu yaz çalışmak istiyorum." gibi cümlelerle yolunu yapmaya başlamış, zamanla da "Dağbim'de çalışmak istiyorum."'a çevirmiştim konuyu.
İkincisindeki gizli özne ise tabi ki Ali Rıza abiydi. Zaten yanında hali hazırda ben yaşlarda bir çocuk çalışıyordu. Sonuçta ben de çalışabilirdim. İhtimal yüksekti yani.

Bir gün, altıyoldan eski salı pazarına inen sokağın başında; annemle aşağı doğru inerken karşıdan Ali Rıza abinin geldiğini gördüm. Tesadüfün böylesi. Hemen yolunu kesip selam verdim.
Annemle tanıştırdım, "merhaba, nasılsınız?" lardan sonra annem; "Oğlum sizi çok seviyor, sürekli sizden bahsediyor..." dedi. Ali Rıza abi tebessümle karşılık verip sohbete katılırken ben de annemi çekiştiriyordum (söylesene anne, hadiii).
Sonunda annem "Bizim çocuk yazın çalışmak istiyor, tutturmuş Ali Rıza abinin yanında çalışacağım diye. Ne dediysek vazgeçiremedik." minvalli cümleler kurarak mümkün olup olmadığını sordu. Ali Rıza abi de "tabi ki, neden olmasın?. Yaz başında gelsin yanıma." dedi. Dünyalar benim olmuştu.

Okulun kapandığı hafta cumartesi günü soluğu Ali Rıza abi'nin yanında aldım.
"Abi!" dedim, "Ben geldim, hani annemle konuşmuştunuz. Çalışacaktım."
"Hoş geldin." dedi, "Tamam, ama söz ver vazgeçmek yok. Bir de böyle olmaz, şimdi git pazartesi üzerine kumaş pantolon ve gömlek giyip gel." dedi.
13 yaşında, şort ve atlet tişörtle çalışmaya geldim diyen bir çocuktum sonuçta. Daha işe başlamadan Ali Rıza abiden birşeyler öğrenmeye başlamıştım.

Velhasıl, sonraki hafta pazartesi iş başı yaptım. Hem de haftalık 50.000-TL ücretle  :)
Benim için asıl maddi fayda, tüm oyunlara ücretsiz erişim imkanı idi o vakitler.


@unay Paylaştığın için çok teşekkürler. Böyle bir işte çalışmış olabilmen ne şans, harika bir anı...

Çevrimdışı unay

  • Tedavideki Retromanik
  • ****
  • İleti: 294
  • CPC6128 / CPC464 / GTM640
Ynt: Nostaljik Mekanlar Dizisi - DAĞBİM
« Yanıtla #35 : 13 Mart 2025, 10:43:26 »
@unay Paylaştığın için çok teşekkürler. Böyle bir işte çalışmış olabilmen ne şans, harika bir anı...

Evet, o yılları yaşamış olmak dahi hepimiz için büyük şans aslında.
Amstrad CPC az anlar, çok sever.

Çevrimdışı Hifly

  • Retro Meraklısı
  • ***
  • İleti: 215
Ynt: Nostaljik Mekanlar Dizisi - DAĞBİM
« Yanıtla #36 : 13 Mart 2025, 10:47:47 »
@unay Paylaştığın için çok teşekkürler. Böyle bir işte çalışmış olabilmen ne şans, harika bir anı...

Evet, o yılları yaşamış olmak dahi hepimiz için büyük şans aslında.

Doğru. Amstrad'ın bizim eve alınmasını hatırlıyorum da... Ablam üniversitede okurken Fortran öğreniyordu. Fortran çalışması için o bilgisayar alınmıştı çünkü dediklerine göre Amstrad'da Fortran çalıştırılabiliyordu. Meğer öyle bir şey yokmuş... Bu Fortran olayı olmasaydı ben ilk bilgisayarımı ne zaman görürdüm kimbilir...

Çevrimdışı unay

  • Tedavideki Retromanik
  • ****
  • İleti: 294
  • CPC6128 / CPC464 / GTM640
Ynt: Nostaljik Mekanlar Dizisi - DAĞBİM
« Yanıtla #37 : 13 Mart 2025, 10:54:20 »
@unay Paylaştığın için çok teşekkürler. Böyle bir işte çalışmış olabilmen ne şans, harika bir anı...

Evet, o yılları yaşamış olmak dahi hepimiz için büyük şans aslında.

Doğru. Amstrad'ın bizim eve alınmasını hatırlıyorum da... Ablam üniversitede okurken Fortran öğreniyordu. Fortran çalışması için o bilgisayar alınmıştı çünkü dediklerine göre Amstrad'da Fortran çalıştırılabiliyordu. Meğer öyle bir şey yokmuş... Bu Fortran olayı olmasaydı ben ilk bilgisayarımı ne zaman görürdüm kimbilir...

ahahaha, dedikodunun yol açtığı şeye bak  :D
@Alco nun da Amstrad'la tanışması benzer. Satıcının "bunu alın, bunda ders de çalışır." demesi ile Spectrum diye çıkılan yolda CPC464 ve GT64'ü sırtlanıp eve gitmişler.
Amstrad CPC az anlar, çok sever.

Çevrimdışı Hifly

  • Retro Meraklısı
  • ***
  • İleti: 215
Ynt: Nostaljik Mekanlar Dizisi - DAĞBİM
« Yanıtla #38 : 13 Mart 2025, 12:15:51 »
ahahaha, dedikodunun yol açtığı şeye bak  :D
@Alco nun da Amstrad'la tanışması benzer. Satıcının "bunu alın, bunda ders de çalışır." demesi ile Spectrum diye çıkılan yolda CPC464 ve GT64'ü sırtlanıp eve gitmişler.

O satıcılara canı gönülden teşekkür ediyoruz :D Ben hala merak ederim Amstarad'da Fortran çalışıyor muydu gerçektende diye :)

Çevrimdışı Alco

  • Yönetici
  • Özgür Retrocu
  • *
  • İleti: 2251
  • "Kahraman olmak, dürüst olmaktan kolaydır" Luigi P
    • Sizin Amstrad
Ynt: Nostaljik Mekanlar Dizisi - DAĞBİM
« Yanıtla #39 : 13 Mart 2025, 14:31:58 »
O satıcılara canı gönülden teşekkür ediyoruz :D Ben hala merak ederim Amstarad'da Fortran çalışıyor muydu gerçektende diye :)
Gerekli resmi açıklama yapılmıştır  :P

Çevrimdışı Alco

  • Yönetici
  • Özgür Retrocu
  • *
  • İleti: 2251
  • "Kahraman olmak, dürüst olmaktan kolaydır" Luigi P
    • Sizin Amstrad
Ynt: Nostaljik Mekanlar Dizisi - DAĞBİM
« Yanıtla #40 : 13 Mart 2025, 14:36:29 »
Alıntı
@Alco nun da Amstrad'la tanışması benzer. Satıcının "bunu alın, bunda ders de çalışır." demesi ile Spectrum diye çıkılan yolda CPC464 ve GT64'ü sırtlanıp eve gitmişler.

 :) Harbiden böyle olmuştu.

Amstrad sahibi olup, Dağbim ve Ali Rıza abi ile tanıştığım sene içimde kıvılcımlar koparan bir istekle orada çalışmaya karar vermiştim. Gel gelelim önümde 2 engel vardı.
Birincisi "orada çalışmama izin verirler mi?", ikincisi "orada çalışmama izin verirler mi?" idi.
Birincisi kolaydı, burada gizli özne ailemdi ve bir şekilde ikna ederdim. İlerleyen zamanlarda "ben bu yaz çalışmak istiyorum." gibi cümlelerle yolunu yapmaya başlamış, zamanla da "Dağbim'de çalışmak istiyorum."'a çevirmiştim konuyu.
İkincisindeki gizli özne ise tabi ki Ali Rıza abiydi. Zaten yanında hali hazırda ben yaşlarda bir çocuk çalışıyordu. Sonuçta ben de çalışabilirdim. İhtimal yüksekti yani.

Bir gün, altıyoldan eski salı pazarına inen sokağın başında; annemle aşağı doğru inerken karşıdan Ali Rıza abinin geldiğini gördüm. Tesadüfün böylesi. Hemen yolunu kesip selam verdim.
Annemle tanıştırdım, "merhaba, nasılsınız?" lardan sonra annem; "Oğlum sizi çok seviyor, sürekli sizden bahsediyor..." dedi. Ali Rıza abi tebessümle karşılık verip sohbete katılırken ben de annemi çekiştiriyordum (söylesene anne, hadiii).
Sonunda annem "Bizim çocuk yazın çalışmak istiyor, tutturmuş Ali Rıza abinin yanında çalışacağım diye. Ne dediysek vazgeçiremedik." minvalli cümleler kurarak mümkün olup olmadığını sordu. Ali Rıza abi de "tabi ki, neden olmasın?. Yaz başında gelsin yanıma." dedi. Dünyalar benim olmuştu.

Okulun kapandığı hafta cumartesi günü soluğu Ali Rıza abi'nin yanında aldım.
"Abi!" dedim, "Ben geldim, hani annemle konuşmuştunuz. Çalışacaktım."
"Hoş geldin." dedi, "Tamam, ama söz ver vazgeçmek yok. Bir de böyle olmaz, şimdi git pazartesi üzerine kumaş pantolon ve gömlek giyip gel." dedi.
13 yaşında, şort ve atlet tişörtle çalışmaya geldim diyen bir çocuktum sonuçta. Daha işe başlamadan Ali Rıza abiden birşeyler öğrenmeye başlamıştım.

Velhasıl, sonraki hafta pazartesi iş başı yaptım. Hem de haftalık 50.000-TL ücretle  :)
Benim için asıl maddi fayda, tüm oyunlara ücretsiz erişim imkanı idi o vakitler.

Kelimeler kifayetsiz. Yine çok güzel kaleme almışsın.

Çevrimdışı unay

  • Tedavideki Retromanik
  • ****
  • İleti: 294
  • CPC6128 / CPC464 / GTM640
Ynt: Nostaljik Mekanlar Dizisi - DAĞBİM
« Yanıtla #41 : 13 Mart 2025, 14:43:22 »
Kelimeler kifayetsiz. Yine çok güzel kaleme almışsın.

Est. Sonuçta 2 dergi önden ödeme aldım. Dilim döndüğünce hakkını vermem lazım :)
Amstrad CPC az anlar, çok sever.

Çevrimdışı unay

  • Tedavideki Retromanik
  • ****
  • İleti: 294
  • CPC6128 / CPC464 / GTM640
Ynt: Nostaljik Mekanlar Dizisi - DAĞBİM
« Yanıtla #42 : 19 Mart 2025, 15:57:21 »
Akılsız başın cezasını ayaklar çeker!

Daha önce Albim'e tamir için götürdüğüm Star LC serisi bir yazıcıyı, tamir işlemi bittiği için yine Albimden (Albim o zamanlar Bağdat Caddesi üzerinde bir yerlerdeydi) alıp Maltepe'de bir müşteriye götürmem gerekiyordu. Cebime 1 minibüs parası ile 2 otobüs bileti koyup (gidiş geliş 3 araç değiştirecektim) Albim'e doğru yola koyuldum. Albim'den cihazı alıp, minibüs yoluna çıkacak oradan otobüs ile daha önce gitmediğim Maltepe'ye gidecek, camiyi gördüğümde düğmeye basıp inecektim. Yolun karşısında tarifi kolay bir yere de cihazı bırakacaktım.

Koca yazıcı kucağımda minibüs yoluna kadar yürüdüm, yoruldum ama iş iştir. Otobüs durağının oradaki bir binanın bahçe duvarında oturup (yazıcı yine kucağımda, yere koyamam. Müşteriye sağlam bir şekilde teslim etmeliyim) beklemeye başladım. Gündüz vakti idi, dolayısı ile otobüsler çok sık geçmiyordu ama en azından gelen otobüs boş oluyordu. Otobüs geldi, bindim ortalarda tekli koltuklardan birine oturdum (yazıcı tabi ki kucağımda).

Her durakta etrafa bakıyordum, "sağ taraftaki büyük camiyi kaçırmamalıyım!". 4 durak, 5 durak yok! Telaşlandım, tek tük insanların olduğu otobüste orta yaşlı bir amcayı gözüme kestirdim. Bilse bilse o bilir Maltepe'yi.
Otobüs yavaşlıyor belki burasıdır, ı-ıh cami yok yine. İyisi mi amcaya sorayım ben. Böyle de olmaz. Otobüs yavaşlasın öyle, kalkıp yazıcıyı koltuğa koyar sonra yanına gider sorarım. Kalktım, yazıcı kucağımda bir iki ayak hareketi ile fren ve denge kontrolü yapıp koltuğa yüzümü döndüm ve yazıcıyı güvenle bıraktım. Otobüs te durmuştu zaten. Tam döndüm ki amca iniyor. Arkasından bakakaldım. Yazıcı koltukta, ben ayakta, bakışlar üstümde. "Abilerim, ablalarım; 4 kardeşiz, dördümüz de okuyoruz. Naçizane Star LC serisi yazıcı satıyorum aileme destek olmak için. Bitti mi bitmedi, yanında 868 şerit hediye!" Demedim ama önümdeki genç, muhtemel üniversite öğrencisi arkadaşa sordum. "ohoo, daha maltepeye çok var." dedi.

Çok derken? Kaç yani, ne kadar? Desene ben de Maltepe'ye gidiyorum, varınca beraber ineriz falan. Yok mu Maltepe'de inecek arkadaş? Bir yardım... Hiç mi vicdanınız yok lan :)

Kaldım sınırlı bilgi ve yazıcı ile başbaşa. Yazıcı artık koltukta, ben ayaktayım bakıyorum sağa sola. Aha, Cami! Hem de büyük. Hemen yukarıdan düğmeye bastım (o zamanlar otobüs düğmeleri tavanda olurdu). Yazıcıyı olması gereken yere yani kucağıma alıp direğe dayandım. Otobüs durdu ve indim. Yolun karşısında tarife uyan bir yer yoktu. Ne yapacağımı bilemeden belki biraz ileridedir diye yürümeye başladım. Baktım olmayacak, birisine adres sordum bilemedi. "Peki, burası maltepe mi?". "Yok, maltepe 2-3 durak ilerde". Olsun, 2-3 durak nedir ki? Otobüsle gelirken dakka başı durakta duruyorduk. 5 dakika daha yürürüm diyerek meşhur camiyi bulana kadar 1 saate yakın dinlene dinlene yürüdüm. Güneş de tepedeydi, adresi bulup cihazı teslim ettim ama halim içler acısıydı. Yazıcıyı teslim alan amca güler yüzle "oo, çok terlemişsin sen gel otur biraz dinlen. bir su iç." dedi. İtiraz etmedim, suyu diktim "ben çıkmalıyım" dedim. Acele dönmem gerekiyordu, yeteri kadar vakit kaybetmiştim. "Al şunu, kendine bir dondurma alırsın." dedi. Hiç alışkın olmadığım bir şeydi bahşiş. Yok, mok desem de zorla verdi. Canıma minnet, ama zaten dondurma almam ben onunla. Renkli monitör alacağım, para biriktiriyorum.

Çıktım, Kadıköy otobüsüne bindim. Kucağımda bir yük yok, ineceğim yeri çok iyi biliyorum. Tek sıkıntım çok geç kalmamak.
İşyerine vardım, Ali Rıza abi geç dönmüş olmamdan dolayı bir şey olduğunu anlamıştı.
"Ne yaptın, halledebildin herhalde."
"Bir sorun çıkmadı değil mi?" gibi sorularla ağzımı arıyordu.
Kısık sesle kaçamak cevaplar versem de, sorulardan kaçamıyordum. Zaten duruşum, hareketlerim ofsayttı muhtemelen.
"Kolay buldun mu?" vs ler devam ederken "Yok abi, hallettim. Sadece yanlış durakta inmişim, birkaç durak yürüdüm" dedim.
"Olsun, bunlar hep tecrübe. Sonuçta halletin." dedi ve ekledi "Unutma, akılsız başın cezasını ayaklar çeker!"

Kişisel blog gibi oldu ama, idare edin.
Ali Rıza abi, çok iyi adamdı çok!
Amstrad CPC az anlar, çok sever.

Çevrimdışı unay

  • Tedavideki Retromanik
  • ****
  • İleti: 294
  • CPC6128 / CPC464 / GTM640
Ynt: Nostaljik Mekanlar Dizisi - DAĞBİM
« Yanıtla #43 : 04 Nisan 2025, 17:19:55 »
Doksanlı yılların başından itibaren OEM-PC furyası başlamıştı ve o günün şartlarına göre her firma kendi markası(!)* ile PC toplayıp satıyordu.
Escort'un yeni yeni tanındığı, Casper'ın esamesinin okunmadığı zamanlardı. Öyle ki sağda solda Samsung PC dahi satıldığını hatırlarım.

Ali Rıza abi de bir süre sonra PC'lere etiket yapma gereği duymuş, zamanın modasına uyup ARD-PC etiketleri yaptırmıştı. Evet, markanın sonuna -PC ibaresi koymak şarttı  :)

O zamanlar damla etiket ve metal etiket gibi 2 seçenek vardı sadece. Serigraf baskı vs olacaktı ki, aah ah... Belki de imkan vardı ama bizim haberimiz yoktu. Olsa ne yazar...
Biz işin ucuzuna kaçmak durumunda kalmış ve 2 farklı boyutta (monitör ve kasa için) metal etiket yaptırmıştık.

PC-Gold ismi o dönemden çıkmadır mesela, sonradan Gold-PC oldu ki asıl isim sahibi bugünün devi LG yani o günlerin Goldstar'ıdır  :)

Metal etiketleri bildiğin japon ile yapıştırmak gerekirken, damla etiketlerin üzerinde kendi yapışkanları oluyordu. Uhu kokusu geldi bir an burnuma.
Bir de garanti etiketleri vardı ki, bildiğin normal etiketti. O günlerde etiketi ısıtarak sökme teknolojisi henüz gelişmemişti ya da yaygın değildi. Şimdiki gibi void, sökmeye yeltenince yarısı elinizde kalan etiketler nerde?

Dağbim zamanlarından kalma bir garanti etiketi fotosu ile, o günlere ait Amstrad CPC disk imajını tarihin tozlarından sıyırıp ekliyorum.


* marka tescili hak getire!
Amstrad CPC az anlar, çok sever.

Çevrimdışı dodogildo

  • Retro Meraklısı
  • ***
  • İleti: 102
Ynt: Nostaljik Mekanlar Dizisi - DAĞBİM
« Yanıtla #44 : 04 Nisan 2025, 19:47:23 »
o günlere ait Amstrad CPC disk imajını tarihin tozlarından sıyırıp ekliyorum.


* marka tescili hak getire!

Süpermiş. TB Crackers introsunu hijiack etmişsiniz adeta  ;D
Ayrıca menü falan, bravo. Gözyaşartıcı bomba yedim..