Kapanışı da bir deneme ile tamamlamak istiyorum: Şu kapanışta pasajdaki dükkanın görüntüsü gösteriliyor ya, o çekimi pasaj kapandıktan sonra yaparsan, tüm dükkanların ışıkları kapalı olur, karanlığın içinde ışıl ışıl parlar dükkan
Güzel diyorsun da, bir de sektör abilerine de bu fikirlerini söylesen. Bu aralar her yerde
Son Mektup fragmanları ve afişleri var. Fragmanı izleyince insan tarihi bir savaş dönemi filmi mi yoksa savaş defilesi mi izleyeceğini bilemiyor. Tüm kıyafetler şıkır şıkır, tertemiz ve ütülü. Yıpranma olayına gelmiyorum bile. O bir numara büyük olur şimdilik. En azından; biraz eski püskü ve buruşuk olsalar, az biraz da kirli(kirletilmiş değil ama, o çok belli oluyor) olsalar yeter. Yahu gören de; "Osmanlı'da Çamaşırhaneler ve Ütühaneler çok önemli idi zira savaş zamanlarında bile bu konuda taviz verilmemiştir" gibisinden özel bir olay var diye düşünecek.
Alet edevat desen ayrı bir komedi. Onlar da şıkır şıkır parlıyor. Toplar, tüfekler, cephane kutuları falan hepsi pırıl pırıl. Kırık dökük falan dersen hiç yok.
Afişe gelince; daya güneş patlamasının sarı kızıl arası filtresini, koy iki tane mağrur bakış, oldu sana afiş.
Efektler dersen ayrı bir sorun. Ama, hadi onda para daha ön planda olduğu için anlayışlı olabiliyorum. Fakat diğer bahsettiklerim; tamamen, yaptığı işi bilmemezlikle ve özensizlikle alakalı.
Evet, işi gösteren cilasıdır çoğu zaman, ama sanırım sektörde cila kavramını tamamen yanlış olarak "yepisyeni" minvalinde yorumluyorlar.
Genel olarak bu türde işlerin, Çanakkale'ye veya neyi anlatıyorsa ona saygısızlık olduğunu düşünüyorum.
Ne bileyim işte, yeri geldi diye yazdım. Yeri gelmemiş olsa bile yazmış oldum artık.
Son Mektup Fragman (Official)