Her oyunun her insanda bıraktığı anılar farklı tabii.
Oyunları diğerlerinden ayırmak için, "çekirdek mekaniğin" ötesinde, benim kıçımdan uydurduğum bir yöntem var, aslında sinema için kullanılır ama oyun için de uyuyor bence. Sinema'da filmin "sinematik özelliği" denilen bir ölçüt vardır. Örneğin, Matrix filminde, konu "matrix" denilen sanal dünyaya girdiğinde objektifin önüne yeşil bir filtre takılır, geniş açı tercih edilir, ayrıca dekorda da bolca yeşil ton kullanılır, burası "bilgisayar" dünyasıdır. İşte bu filmin sinematik özelliğidir (ya da bunlardan biridir). Elbette sinema'nın "tekniği ve grameri" sinema kamerasından gelir, dolayısı ile çoğu zaman görüntü üzerinden yorumlanır.
Oyunda ise teknik öncelikle kod ve sonra etkileşim tasarımındadır. Bu sebepten iyi bir oyunu diğerlerinden ayırmak için böyle birşeyi ararım, "oyunsal özelliği" nedir? Bu ölçüte göre Parasol Stars, sıradan bir platform oyunudur. Diğerlerinden ayıran bir özelliği yoktur, hatta booble booble, snow bros, tumble pop tarzı oyunların bir klonudur. Ne özel bir kod görürüz ne de farklı bir etkileşim. Tamam, oyunda bir özellik olmasın, bari yeni bir şey söylesin, rainbow islands hikayesini devam ettirsin desek, malesef, anlatısı da yoktur, neden protagonistimiz ortalıkta şemsiyeyle koşuşturup sevimli hayvanları öldürür bilmeyiz. Oyunun sonunda da hiçbirşey yoktur, "thank you for playing, bonus 6 000 000 credits!". Neden 6 milyon, neden 5 ya da 7 değil? İyi mi oynadım, kötü müydüm?
Bu durumda geriye bir tek parasol stars oynanan odanın o 80'ler kokan aroması kalır burunda