World of Commodore 2015

[curt]

Iki hafta once Toronto'nun Commodore kullanici grubu TPUG, World of Commodore 2015 adi altinda bir organizasyon duzenledi. TPUG ilginc bir olusum. 1979 yilindan beri kesintisiz surduruyorlar faaliyetlerini. Acilimlari Toronto PET Users Group. Ismi koyanlarin cok ileri goruslu olduklarini soyleyemesek de sonradan neyse ki konsepti PET'den daha fazlasina genisletebilmisler.  Ama yine de daha cok Commodore 128 ve oncesine yonelik calisiyorlar. Arada Amiga 2000'lerde gordum ancak sanirim cok aktif degiller Amiga uzerinde. Sayfalari surada:

http://www.tpug.ca/

TPUG'un varligindan uzun suredir haberdar olmama ragmen yogunlugumdan bir turlu firsat bulup aylik toplantilarina katilamadim. Artik yeter deyip "World of Commodore"' a gitmeye karar verdim. Organizasyonun adi "World of Commodore" olunca, ve de Toronto Commodore 64'un vatani sayilacagindan, birazda Turkiye'de duzenlenen organizasyonlarin kapsamini ve kalitesini bildigimden beklentilerim biraz yuksekti.

Organizasyon bir otelin konferans salonunda gerceklestirildi. Yan yana iki salon vardi, biri sunumlar icin ayrilmisti digerinde ise standlar vardi. Yaklasik elli kisi vardi toplam. Beklentimin aksine degil yurt disindan Toronto disindan bile gelen pek yoktu. Cocuklarini getirenler vardi. Play stationlarla yetisen nesillere C64 biraz anlamsiz gelse gerek. Ona ragmen joystick’leri bos birakmadi cocuklar. Gosts and Goblins’in yeni surumu vardi bir masada. Original kutusunda programlar, kitaplar, kartuslar, satilan stand orta bolumde bulunuyordu. Ustuste dizilmis Amiga 2000’ler ve iki Amiga 500 gordum sistem olarak satilan. Delux Paint II’yi original kutusundan gormek ilk kez kismet oldu.  Kitaplarin cesitliligi ve kalitesi “Ah zamininda bizde olacakti bu kitaplar” dedirtti.

Demo adina hic bir sey yoktu. Sadece sergileme amaciyla getirilmis bilgisayarlar vardi. Iki stand Commodore icin donanim gelistirenlere ayrilmisti. Bunlardan biri Wifi Modem projesiydi. Leif Bloomquist tarafindan konu ile ilgili bir sunum da oldu. Canli olrak BBS’e baglanildi.

Jim Brain Commodore Vic-20 icin gelistirdigi yeni donanimlardan bahsetti. Jim bu isi biraz daha profesyonel yapiyor. Urunlere suradan ulasabilirsiniz:

http://www.go4retro.com/

Sunumlardan biri ise cok daha eskilerden bir bilgisayar uzerineydi. 1970’li yillarda Kanada’li bir firma “Microsystems International Ltd” ilk moduler, son kullaniciyi hedefleyen, 8 bit bilgisayari gelistiriyor. Sanirim zamaninin otesinde olduklarindan ticari basari yakalayamayip batiyorlar.

http://www.cse.yorku.ca/museum/collections/MIL/MIL.htm

TPUG elemanlari ortalamada bize gore biraz daha ust jenerasyon - yasli demek istemedim -, 70’lerinde bir abiyle (ismini hatirlamiyorum ama ogrenecegim) Commodore’un kapanisini konustum. Kapatildigi gun buyuk Commodore logosunu indirdiklerini hic unutmam diyor. Fabrikadaki her seyi yok pahasina satmislar. Kendisi de bir suru bilgisayar almis. Tabi en ilginci Commodore 65 bunlarin arasinda. “Gecenlerde Ebay’de kaca satildigini duyunca sasirdim” diyor bu amca. Bir dahaki toplantiya Commodore 65’ini getirmesini rica edecegim.

Lafi cok uzatmayim ve cektigim fotograflari paylasayim:

Mekan


Commodore 8032


BBS'e kablosuz baglanmis bir Commodore64. C64'un kasa super.


Kablosuz modem


Commodore ve Microsoft'u yanyana gormek...


Orjinal kutusunda Deluxe Paint II


PC emule eden Amiga 2000 


Eskilerden bir grafik tablet


Amiga 2000'ler. 1200 olsa fiyat sorardim ama 2000 icin aklima bile gelmedi


TPUG'un kurulus sebebi. O zamanlar Retro degilmis tabi


8 inc disket gormemistim hic.


Microsystems International'in huzunlu oykusunun sunumu...


Wifi modem sunumu


Vic-20 icin midi interface yapmislar.


Jim'in urunlerinden.

[Ref]

Ahah, sevineceğime üzüldüm yahu ne karamsar bir bakış açısı atmışsın...

Durum heryerde aynı elbette. Sadece biz değil makinelerde yaşlanıyor. Hafta sonu a600'ümü kontrol ettim artık çalışmıyor. Recap yapacak birileri lazım.

Ayrıca bu sene 7dx de yok, kupkuru bir yıl geçiriyoruz, ha toplantıyı yapsak da ancak 15-20 kişilik "kalıcı" bir camia var zaten. Bizim scene'in turisti çok oluyor, tüm dünyanın kalıcı scene'ini toplasak 1000 kişiyi geçmez. Şöyle tüm retroyu kapsayan ve PC'ye bulaşmayan adam gibi uluslararası bir parti de yok.

Bu arada amiga öldü

[witchdoktor]

Güzel ama 7dx'den biraz hallice, mütevazi bir toplantı olmuş. Şu Kanada'lılara da hayranım ayrıca, oldukça azimliler; bizim gibi her gün huzurumuzu kaçıran sorunlarla boğuşmadıkları, hayatları bir tür 'survivor & staying alive' tarzı çaba yumağı olmadığı için enerjilerini keyif verici uğraşlara daha fazla kanalize edebiliyorlar. Transactor dergileri de içerik olarak oldukça doyurucudur.

https://archive.org/details/transactor-magazines

Durum heryerde aynı elbette. Sadece biz değil makinelerde yaşlanıyor. Hafta sonu a600'ümü kontrol ettim artık çalışmıyor. Recap yapacak birileri lazım.

Zaten Speccy ve A500 dışındakiler şeytan icadı değil miydi?

[nightlord]

Yok bu kitanin eventleri hep boyle yaslilar kulubu seklinde oluyor. tamam bizim avrupa etkinliklerinde de 20'lerinde insan dolup tasmiyor ama amerika'nin commodore kitlesi hep ortalama 20 yas otemizde.

[witchdoktor]

Yok bu kitanin eventleri hep boyle yaslilar kulubu seklinde oluyor. tamam bizim avrupa etkinliklerinde de 20'lerinde insan dolup tasmiyor ama amerika'nin commodore kitlesi hep ortalama 20 yas otemizde.

Adamların birçoğu işe PET (1977) ile girişmişler ve önemli bir kısmı da bu yıllarda bile çoluk çocuk değillermiş. Bizler 80'lerin ortalarında, daha çok ilköğretim yıllarında haşır neşir olduğumuz için onlar kadar profesyonel ilgilenemedik ama daha bir heyecan-yoğun ilişki oldu belki de...

[Ref]

Bizler 80'lerin ortalarında...

Bugün ilk okula giden çocuklar 2010 doğumlu biliyorsun değil mi 80'leri "gecikme" olarak nitelemen bayağı bir ironik oldu doktorcum...

[AmonR]

@curt, etkilinliğe katılıp bizimle paylaştığınız için teşekkürler.
Sanırım Toronto'da ikamet ediyorsunuz. Darısı başımıza diyelim bari, buraların tadı iyice kaçtı... 

[witchdoktor]

Bizler 80'lerin ortalarında...

Bugün ilk okula giden çocuklar 2010 doğumlu biliyorsun değil mi 80'leri "gecikme" olarak nitelemen bayağı bir ironik oldu doktorcum...

Gecikme şudur; geçim derdindeki bir üst kuşak olan birçoğumuzun babasının bu tarz bir değişime eğitimsel, ekonomik ve sosyokültürel olarak çok fazla uzak kalma durumu yani. Biz mecburen çoluk çocukluk aşamasında, cepte beş kuruş yokken bodoslamasına dalmışız hayal alemiyle karışık böyle bir dünyaya, o nedenle bana biraz peri masalı gibi geliyor o dönemde yaşananlar

[AmonR]

Gecikme şudur; geçim derdindeki bir üst kuşak olan birçoğumuzun babasının bu tarz bir değişime eğitimsel, ekonomik ve sosyokültürel olarak çok fazla uzak kalma durumu yani. Biz mecburen çoluk çocukluk aşamasında, cepte beş kuruş yokken bodoslamasına dalmışız hayal alemiyle karışık böyle bir dünyaya, o nedenle bana biraz peri masalı gibi geliyor o dönemde yaşananlar

Çok doğru witchdoktor, onlarda bilgisayar ile ilk tanışan kuşak bizden bir önceki kuşak (yani babalarımızın kuşağı) oluyor. Bizde ise babalarımızın bilgisayar ile alakası (genelde) sadece ısrarlarımız sonucunda (ve belki derslerimize yardımcı olur diye) bizlere bir bilgisayar satın almaktan ibaret olmuştur.
Dolayısıyla bizlerden birçoğunun, çoluk-çocuk yaşta tanıştığı bilgisayar ile haşır neşir olurken, çevresinde destek alabileceği "bir büyüğü" de yoktu.

[curt]

Kanada Turkiye kiyaslamasi acisindan ilginc oldu gercekten. Tespitler yerinde. Ocak toplantilarina katilayim bakalim. Daha fazla bilgi veririm. Belki ilerde ortaklasa bir seyler yapilabilir.

Ahah, sevineceğime üzüldüm yahu ne karamsar bir bakış açısı atmışsın...

Turkiye'deki partilere katilma sansim olmadi ama raporlardan okudugum kadariyla cok daha hareketli gectigini biliyorum. Benzeri hatta daha iyisini bekledigimden biraz karamsar yazdim Ref.

Ayrıca bu sene 7dx de yok, kupkuru bir yıl geçiriyoruz, ha toplantıyı yapsak da ancak 15-20 kişilik "kalıcı" bir camia var zaten. Bizim scene'in turisti çok oluyor, tüm dünyanın kalıcı scene'ini toplasak 1000 kişiyi geçmez. Şöyle tüm retroyu kapsayan ve PC'ye bulaşmayan adam gibi uluslararası bir parti de yok.

Retro bitiyor mu yani? Bundan 10 yil sonra PS2 veya Wii partileri olmaz mi?

Şu Kanada'lılara da hayranım ayrıca, oldukça azimliler; bizim gibi her gün huzurumuzu kaçıran sorunlarla boğuşmadıkları, hayatları bir tür 'survivor & staying alive' tarzı çaba yumağı olmadığı için enerjilerini keyif verici uğraşlara daha fazla kanalize edebiliyorlar.

Oyle gercekten. Bir de adamlarda Garaj var Hatundan bagimsiz kapanip bir seyler yapabiliyorlar

@curt, etkilinliğe katılıp bizimle paylaştığınız için teşekkürler.
Sanırım Toronto'da ikamet ediyorsunuz. Darısı başımıza diyelim bari, buraların tadı iyice kaçtı... 

Rica ederim.  Keske daha aktif olabilsem diyorum bazen.

Sanırım Toronto'da ikamet ediyorsunuz. Darısı başımıza diyelim bari, buraların tadı iyice kaçtı... 

Cok onceden kacmisti aslinda, ben 2005'te ciktim. Beklerim

Yok bu kitanin eventleri hep boyle yaslilar kulubu seklinde oluyor. tamam bizim avrupa etkinliklerinde de 20'lerinde insan dolup tasmiyor ama amerika'nin commodore kitlesi hep ortalama 20 yas otemizde.

Senin orada nasil bu isler?

[Alco]

Organizasyon bir otelin konferans salonunda gerceklestirildi. Yan yana iki salon vardi, biri sunumlar icin ayrilmisti digerinde ise standlar vardi.

Bu salonların yaklaşık büyüklüğü kaç m2?

Evet bu abiler bizden 10-15 yaş büyükler sanırım. Bu çok normal aslında. Türkiye'de home computer dönemi 1983'den önce yok desek yalan olmaz. Hem ekonomik sıkıntılar hem de politik kargaşa bunun sebeplerinden. Gerçi '87'de yayına başlayan ve 14 yıl süren Bilgisayar dergimiz var ama bu biraz kurumsal ve akademik bir yayın. Ama bence daha da önemlisi "Hobbyist" denilen tayfanın ve dönemin bizde mevcut olmaması. Bu dediğim zaman dilimi '70-'80 arasını kaplıyor gibi düşünürsek ve ülkenin halini hatırlarsanız, sanırım hak verirsiniz. Elbette bu teknolojileri üreten konumunda olmamamız da sebeplerden biri.

Şimdi diyebilirsiniz ki; "peki bu Hobbyist dönemi ve tayfası bizde neden yok?". Epey dallı budaklı bir konu ama yine birkaç başlık vermek gerekirse; Curt'un da bahsettiği garaj, politik stabilite, hobinin lüks olarak görülmesi, hamurda olmaması, teknoloji üretimi olmaması gibi faktörleri sayabilirim. Elbette başka şeyler de vardır.

[witchdoktor]

Şimdi diyebilirsiniz ki; "peki bu Hobbyist dönemi ve tayfası bizde neden yok?". Epey dallı budaklı bir konu ama yine birkaç başlık vermek gerekirse; Curt'un da bahsettiği garaj, politik stabilite, hobinin lüks olarak görülmesi, hamurda olmaması, teknoloji üretimi olmaması gibi faktörleri sayabilirim. Elbette başka şeyler de vardır.

Devletimiz muhtemelen hobi tarzı fasa fiso işleri de vatana ihanet kapsamında değerlendirmiştir; olur da zihinler açılır, insanlar özgür düşünmeye başlar, sapıtır, şablon dışına taşarlar falan diye. Burjuva, aydın kesim, aristoktrasi vb yok, üniversitelerdeki öğretim görevlileri bir tür devlet memuru ve muhafızı konumunda, sermayeyi elinde bulunduran gayri-müslimler ülkeden yaka paça atılmış,  sıradan insanlar zaten ölüm kalım mücadelesinde. Bizden öncesi külliyen kayıp diyebiliriz...

[Alco]

@witchdoktor

Dedim bir an bizim shax mi suflörlük yaptı acaba... Çok mualif gördüm seni... Ama bunların üstüne kalkıp da "2002 den beri çok şükür bütün bu sorunlar yavaş yavaş düzeldi" falan demezsin di mi

Yahu; kitap okumanın ve müzik dinlemenin hobi sayıldığı, halı saha futbolunun ve futbol izlememin 'spor yapmak' ile aynı cümle içinde anıldığı topraklardan bahsediyoruz Aslında devletin çok da fazla kasmasına gerek yok bence... Akışına bırakması bile baltalamak bağlamında değerlendirilebilir bence. İçelim güzelleşelim:

http://www.youtube.com/watch?v=aZ2_jTm5I88

olur da zihinler açılır, insanlar özgür düşünmeye başlar, sapıtır, şablon dışına taşarlar falan diye. Burjuva, aydın kesim, aristoktrasi vb yok, üniversitelerdeki öğretim görevlileri bir tür devlet memuru ve muhafızı konumunda,

Şimdi bu konuda yazacağım çok şey var ama yazmak istemiyorum. Hem Curt'un bu güzel başlığına ayıp olur hem yanlışlıkla ağzımdan kaba kelimeler kaçabilir. En iyisi hakkım, yüzyüzeyken kullanmak üzere baki kalsın.

sermayeyi elinde bulunduran gayri-müslimler ülkeden yaka paça atılmış,

Bunun sermaye dışında bir de sanatkar, zanaatkar ve 'adam gibi esnaf' kısmı var ki, bence sermaye kısmı hatta belki ondan da önemli. Benim, ortaokul-lise zamanlarından ve atölye döneminden dolayı bir sürü gayri müslim tanıdığım oldu. Bu sebeple işkembeden sallamadığıma emin olabilirsin.

sıradan insanlar zaten ölüm kalım mücadelesinde. Bizden öncesi külliyen kayıp diyebiliriz...

Aynen tam dediğin gibi.

[nightlord]

Senin orada nasil bu isler?

Abi aynen senin su yasadigin gibi. hic fark yok diyebilirim

Yahu; kitap okumanın ve müzik dinlemenin hobi sayıldığı...

buna ben de cok laf atardim. hele boyle Beko'da Vestel'de insanlarla is gorusmesi yaparken, hobisine bilgisayar oynamak, televizyon seyretmek yazan bile gordum. ondan sonra kitap okumayi hobi sayanlari el ustunde tutar oldum

Ama bunların üstüne kalkıp da "2002 den beri çok şükür bütün bu sorunlar yavaş yavaş düzeldi" falan demezsin di mi

bir de 1970'lerdeki hukumetlerin bilgisayar teknolojilerini desteklemeyi akil edecek vizyonu gostermesi veya gostermemesi nispeten anlasilabilir bir durum. 2010'larda kalkip "bulut teknolojilerini kullanacaksin ama fazla da kafayi takmayacaksin, yoksa kafayi cizersin" diyebilmek apayri bir vizyon istiyor. Ama bu bile bahane olamaz.

Alco'nun anafikrine katiliyorum. Birilerine suc atmaya cok gerek yok. ne dis mihrak ne gecmis gelecek hukumetler, bizim kendi tembelligimiz ve "is-bilirligimiz" yaninda kayda deger bir etkiye sahip.

Ama cok karamsarliga da gerek yok. her zaman aralarda cok parlak, caliskan, ureten insanlara da rastliyoruz. Oyle bir tane iki tane birey bazen cok sey degistiriyor

[Alco]

Yahu; kitap okumanın ve müzik dinlemenin hobi sayıldığı...

buna ben de cok laf atardim. hele boyle Beko'da Vestel'de insanlarla is gorusmesi yaparken, hobisine bilgisayar oynamak, televizyon seyretmek yazan bile gordum. ondan sonra kitap okumayi hobi sayanlari el ustunde tutar oldum

Aman dikkat diyeyim ve konuyu bir anekdotla bağlayayım:

Mustafa Kemal'in Sivas Kongresi sırasında 'Amerikan Mandası' ve 'İngiliz Himayesi' bağlamında 'Hangisi ehven-i şerdir?' diyerek tercih yapmaya çalışanlara cevabı şöyle olmuş: 'Ehven-i şer, şerlerin en kötüsüdür!'

Ama cok karamsarliga da gerek yok. her zaman aralarda cok parlak, caliskan, ureten insanlara da rastliyoruz. Oyle bir tane iki tane birey bazen cok sey degistiriyor

Bak işte hem buna hem de ehven-i şer olmayan işlere/kişilere dair güzel bir örnek vereyim: Emir Ali Enç. Kendisini bizzat tanıyorum. Tencerelerinin ilk sap modellerini bizzat ben işledim. Hatta bana gelip giden arkadaşlara da ofiste duran bir modeli göstermişimdir. O zaman sormuştum nereden girdin bu işlere diye ve bana şöyle demişti:

-Abi ben yemek yapmayı çok seviyorum, meraklıyım bu konuda. Kaliteli malzeme kullanmayı da seviyorum. Sonra birgün baktım bütün bakır işi yapanlar yabancı. Bir tane Türk markası yok. Bunun üzerine bu işe girdim ve bunu marka yapacağım.

Bunları dedikten sonra ilk birkaç modelini işledim. O da o esnada Antep'e falan gitti. Ustalarla tanıştı, görüştü. Antep sanayi odası başkanı ile falanda görüşmüştü sanırım.

Adventure oyunlarına da oldukça meraklıdır. Konu Culpa Innata'ya gelince oyunu çok beğendiğini ve yapanlara selamını/tebriğini iletmemi istemişti.

Youtube yorumlarında "zengin işte, parayla bu işlere girmiş" havasında laflar etmişler ama alakası yok. Çok heyecanlı ama bir o kadar da mütevazi bir arkadaş.

Neyse; sonrası da böyle gelmiş.

http://www.youtube.com/watch?v=HClWBImQh-o

Kısacası; bazen hobiler insanı farklı yönlere sürükleyebiliyor. İyi de oluyor!