Eveet, sonunda ben de şeytanın bacağını kırıp bir 7DX partisine katılmayı becerebildim.

Cumartesi günü saat iki küsürde mekana ulaştım, girişteki gençlere kaydımı yaptırıp salona yöneldim, fakat salonda bilgisayarı başında birşeyler yapan bir-iki kişi dışında pek kimse yoktu.
"Hay Allah, öğle arasına denk geldik" diyerek, bir kahve alıp dışarı yöneldim.
Dışarıda, kendi aralarında muhabbeti koyulaştırmış dörtlü bir grup dikkatimi çekti.
Biryerlerden fotoğrafını gördüğümden dolayı gruptakilerden birinin LW3D olabileceğini, dolayısıyla diğer kişilerin de forumlardan arkadaşlar olduğunu düşünerek yanlarına yanaştım ve kendimi tanıttım.
Tahminimde yanılmamışım; böylelikle LW3D, Joker, Gökçe Bozkurt ve Tolga Abacı ile tanışmış oldum.

Sohbet devam ederken, Caisson ve Skate uğradılar.
Derken Ref ve doMiNO geldiler. Onlarla da tanıştık.
Tabii Ref gelince muhabbet Sinclair eksenli bir hal aldı.

Bir süre sonra salona yöneldik.
Gökçe Bozkurt, Amiga 2000 ve monitörünü (ve daha bisürü kart vs.); Ref, Sinclair Spectrum 48K ve +2, 2 adet küçük CRT TV, 2 adet de Amiga (500 ve 600?); doMİNO ise Vestel-Goldstar MSX ve ona yükleme yapabilmek için bir netbook getirmişti.
Hangi birine baksam derken 3D Printing hakkındaki seminer başladı. Bir yandan semineri takip ederken, bir yandan da LW3D'nin, kendi getirmiş olduğu Retron 3'ü minik bir LCD monitöre bağlama çalışmalarını gözetliyordum.
Gördüğüm kadarıyla, özellikle elinde NES, SNES ve Megadrive oyun kartuşu bulunanlar için alınası bir cihaz.
Seminer sonrası, doMİNO'nun MSX'inde Ref'in rekor denemelerini izledim.

MSX'de de güzel, oynanası oyunlar mevcut olduğunu görüp "Bir MSX edinsem mi acaba" diye düşünmeye başladım.

Bu arada blacturk, MAG, mathman, wizofwor ve de Matahari ile tanışma fırsatı buldum.
Ben ortalıkta dönen muhabbetlere entegre olmaya çalışırken Türkiye'de oyun geliştirme sektörü ile ilgili seminer başladı.
Doğrusu programcılık veya grafik tasarım yapmak isteyen gençler için odukça faydalı olabilecek bir seminerdi bence.
Seminer sonrası witchdoktor ve arkadaşları mekana ulaştılar. Kendisi ile ve ayrıca Perpetual ile tanıştım. Ref ile birlikte dörtlü bir muhabbete başladık.
Tam da bu sırada evden bizim oğlan aradı, "baba hadi gelmiyor musun?" diye duygu sömürüsü yapmaya başladı. Böylece, bana ayrılan sürenin sonuna gelmiş olduğumu anladım.

Arkadaşlardan müsaade isteyip mekandan ayrılma hazırlıklarına başladım.

Ayrılmadan kapı önünde son bir, Joker ile Wizofwor'un "C64 kodlamanın incelikleri" muhabbetine dahil oldum. Daha doğrusu, onlar sohbet ederken, neler konuştuklarını anlamaya çalıştım.

Aslında Pazar günü de katılmayı planlıyordum fakat tüm gün evde misafir ağırlayınca buna imkan olmadı.

Velhasılı, benim için kısa ama keyifli ve verimli bir "ilk parti" deneyimi oldu.
Forumlardan tanıdığım pek çok kişi ile yüzyüze tanışma ve konuşma imkanı yakaladım.
Gönül isterdi ki daha çok vakit geçirebileyim ama bu bir başlangıçtı. Umarım önümüzdeki yıllarda hepinizle birlikte daha uzun ve daha keyifli vakitler geçirebiliriz.
