Retrobright yazılarımı daha önce başka bir ortamda yayınlamıştım. Bunları elden geçirerek tekrar paylaşmak istiyorum.80'lerden kalma sararmış plastikleri nasıl eski görüntüsüne kavuştururuz? Bu tekniğin sizin de duymuş olabileceğiniz gibi en yaygın adı retrobright (ya da Retr0bright). Korkulduğu kadar zor ve tehlikeli değil. Ya da ben ilk denediğimde korktuğum kadar değilmiş
Ben bu yöntemi birden fazla cihazda uyguladım. Commodore'larda hem işlem daha uzun sürdü hem de biraz vakit geçince tekrar sarardılar. Sevgili Amstrad'larda her zaman harika verim aldım. İşte CPC 6128 üzerindeki uygulamam. Sonuca siz karar verin:
Özet: Tuşları söktüm, deterjanlı suyla iyice temizledim ve duruladım. 40% hidrojen peroksit jeli (saç boyasıyla birlikte kullanılan bir krem) bir fırça yardımıyla tuşlara buladım. Krem hızlı uçmasın diye streç filmle sarmaladım. Güneş ışığında bir kaç gün bekletilmesi önerilse de, bana daha kolay geldiğinden, UV lambası altında 5-6 saat beklettim. UV ışınları ile reaksiyona geçen krem plastğin orijinal rengine dönmesini sağladı. Kısa anlatımı bu.
Gerekenler:
* Fırça (ben silikon mutfak fırçası kullandım, marketlerde çok ucuza satılıyor)
* %40 hidrojen peroksit jel. Saç boyamada kullanıldığı için indirim marketlerde bile kolayca bulunuyor.
* UV lamba (ben Amazon'dan aldığım bir lambayı kullandım). Lamba yerine şerit led kullananlar da var. Güneşe güvenenler de.
* Streç film ya da mutfak poşeti.
* Alüminyum folyo (Kullanacağınız kabın içini kaplayarak ışığın her yönden daha iyi yansımasını sağlamak için)
* Bulaşık eldiveni ve gözlük (kimyasallar göründüğü kadar masum değiller - ya da ben fazla korkağım)
ADIM 1: Kasayı açtım ve tuşları söktüm.
Öncesinde bir fotoğrafını çektim, böylece tuşları yeniden takarken yerlerini kolay bulacağımı hesapladım (hem de öncesi-sonrası yaparak keyiflenirim diye düşündüm). Ayrıca kasanın vidalarını da söktüğüm deliğe uygun bir düzende kenara ayırdım. Geri takarken aynı vidalar aynı yuvalara denk gelirse iyi olurdu. Kasanın içindeki mini ameliyat sırasında bir kaç fotoğraf daha çektim. Böylece neyin nerede olduğunu sonradan daha kolay bulmayı hedefledim.
Tuşları ve vidaları birbirinden ayrı kaplarda biriktirdim. Hava püskürterek hem yayların hem de açmışken bilgisayarın içindeki devrelerin kabaca tozunu aldım. Elim değmişken İzopropil alkol ile devreyi silerek temizlik yaptım tabi ki.
Tuşları (yayları değil) deterjanlı suda yıkadım ve iyice kuruladım.
ADIM 2: Bir karton kolinin içini alüminyum folyo ile kapladım. Kutunun içine serdiğim streç film üzerine tuşları yerleştirdim. Sonra fırça yardımı ile %40 hidrojen peroksiti tuşlara iyice "yedirdim. Her taraflarının kalınca bir tabaka kreme bulanmasını hedefledim. Streç filmi üzerine kapatarak hava almasını ve kısa sürede kurumasını zorlaştırdım. Son oluşan kümeyi iyice mıncıklatarak kredim yayıldığından emin oldum.
ADIM 3: Düzeneği sürekli giriş çıkış olmayan güvenli bir odaya yerleştirdim. Kolinin tepesine denk gelerek tuşları aydınlatacak şekilde, UV lambasını yerleştirdim. Lamba ısınacağı için ben evde yokken ne olur ne olmaz, bırakıp gitmedim. Evde kimse olmadığı bir zamanı seçtim. Düzeneğin sağlamlığını kontrol ettikten sonra lambayı açtım ve odadan adeta kaçtım. (Lamba açıkken bakmamaya çalıştım. UV ışınları göze uzun vadede zararlı olduğunu biliyorum. Hayatımız boyunca sürekli güneşten maruz kaldığımız için, burada ekstra doz almasak daha iyi olur.)
ADIM 4: 1-2 saat arayla düzeneğin yanına gidip kontroller yaptım. Bu gidişlerde UV lambasını kapattım ve tuşları mıncıkladım. Böylece jelin daha iyi bulaşmasını sağlamayı umdum. Ayrıca tuşların yerini hafif oynatarak değişik yerlerin ışık almasından emin oldum. Amaç homojen şekilde ekspoze olmaları.
ADIM 5: 5-6 saat sonra düzeneği bozdum. Herşeyi yıkadım ve kuruttum. 6128'i geri toplayarak eski haline getirdim. Eski görüntü ve yenisini karşılaştırıp mini bir gurur yaşadım!
İşte sonuç... sizce olmuş mu?
