Şimdi, lafa ağdalı bir üslupla başlayayım, sayın bay Marshall McLuhan öyle bir laf etmiş ki, malesef çok doğru: "The medium is the message".
Yani iletişim için kullandığınız ortam, siz ne yaparsanız yapın içerikle bütündür, içeriğe etki eder. Burada bir "TV programından" bahsediyoruz. Tamam internetten izliyor olabilirsiniz ama aslında program bir televizyon programı. Bir tv programından fazla birşey beklenemez, beklememeli, kısıtlı süre içerisinde sunulan magazin tadında bir program bu. ÖSYM ders programı değil.
Şimdi evet, bizim forumdaki kafaları tatmin etmez bu program çünkü biz zaten yayındaki herşeyi biliyoruz, bize yeni birşey katmaz. Bu forumdakiler yapım danışmanı, içerik rehberi falan gibi bir roldeyiz. Shax hedef kitle olmadığımızı yakalamış zaten.
Nasıl iyileşir? Daha fazla finansman ile. Ancak okan bayülgen izlenebilir bir tv programı yapabiliyor çünkü işinin ehli konuklar, popüler isimler ve potansiyel yıldızları bir araya getirebiliyor ve konuşturuyor. Sadece makineleri getirmek yetmez. O konunun uzmanlarını da beraber getirmek lazım (çünkü uzmanlara sorup öğrenmek için yeterli vakit yok, her yeni program için bu mümkün değil). Fakat bu maliyet demektir.
Ayrıca program bittikten sonra değil de, çekilmeden önce önerileri koymak lazım ortaya. Dediğim gibi, biz potansiyel izleyici değiliz artık, biz de yayıncıyız (rrj dergiyi kastederek söylüyorum). Bu bizim konumuz, bizim yaşam ortamımız, ne kadar büyürse o kadar eğleniriz. Bu açıdan baktığımda programın (tıpkı bizim fanzinin olduğu gibi), eksikleri olmasına karşın, fantastik bir program, umarım yıl sonunda havlu atmaz.
Hatta keşke imkan olsa da, tozlu raflar'ın bir bölümüne (retrojen olarak) sponsor olabilsek
Bu bölüme bakarsam, evet, "bunlar orjinal" diye bastıra bastıra söyleyen arkadaşa ben de güldüm bayağı, ama bence bir düzeltme geçilmeli bu konuda, lakin genç beyinler o dönemin harika bir yağma dönemi olduğunu idrak etmeliler
Onun dışında program bence gayet iyiydi, tv programında görsel malzeme olması beklenir, daha zengin bir görsellik, daha az konuşan kafa ile mükemmelleşebilir, ama bu iş pek de kolay değil, bir ekibin sürekli zaman ayırması gereken bir iş.
Fakat programa 8bit girince gönlümü fethetti, mükemmel olmuş, ellerinize sağlık, umarım daha da iyiye gidecektir. Bence başlangıç için msx güzel olmuş, türkiyede pek yaygın olmayan bir makine, ilk 8bit bölüm acemiliğine c64 ya da amstrad'ın (ya da zx'in) patlaması kötü olurdu. 8bit'in son 3 bölümü amstrad, zx ve c64 olmalı bence, assolistler en son çıkarlar...
Sırada ne var acaba? Tatilden döneyim irc'de çekiştiririz artık... Bu arada, bu mesajı kafam hafif güzel olarak yazıyorum, kumsal ve bira bir araya gelince hızlı şarhoşluk ortaya çıkıyor, cümle düşüklüklerini çözemedim, metnin tamiratı size kaldı..