Aslında biraz araştırmak lazım bu konuyu, sanki şaşırabiliriz. Benim hocalarımın hepsi zx81'i biliyor, yaşları 50'lerde. Yani bizim kuşak değil de, Mahir Çelikkanat kuşağının makinesi ZX81. Bu sebepten ev bilgisayarı furyasının başlangıcı bu aletle yapılınca, 3-5 bin satıldıysa ve bunların hepsi dergiyi alıyorsa, bence bir dönem olmuş *olabilir*.
Sohbetlerimiz esnasında matahari hep "Mahir Bey'den çok şey(oyun kırmak, coding) öğrendim" der. Hatta belki gün gelir bu konuda ayrı bir başlık bile açar.
İkisini birden yanıtlamaya çalışayım
İlk bilgisayarım olan ZX81'i almak için babamla birlikte Ecom'a gittiğimiz günü çok iyi hatırlıyorum. 48K Spectrum'un henüz Türkiye'de boy göstermediği, kaçak olarak getirilen 16K Spectrum'ların ise çok pahalı olduğu bir dönemdi. Necati abi bana 16K Spectrum'u gösterip
"Bunu satın almak istediğini biliyorum, ama önce ZX81 ile başlamanda fayda var. Sana yetersiz geldiğini hissettiğin an bunu geri getir, üzerine para ekler Spectrum'a geçersin" demişti.
Çok haklıydı. Yaklaşık 6 ay boyunca ZX81 üzerinde BASIC ile boğuştum. Karaköy iskelesindeki gazetecilerden ve İstiklal Caddesi'ndeki Hachette Kitabevi'nden, içinde 1K oyunlar bulunan kitap ve dergiler satın aldım. Bu kaynaklardan öğrendiklerimi kullanarak kod yazmaya başladım. Haftada birkaç kez yaptıklarımı Necati abi'ya gösteriyor, bir yandan da Ecom'da takılanların bilgisayar programlama üzerine yaptığı ayaküstü sohbetlere kulak misafiri oluyordum.
"Abi bak ne yaptım" diyerek dükkandan içeri heyecanla girdiğim günlerden birinde, elindeki havya ile dip masada birşeyler lehimleyen Mahir bey, tatlı-sert bir ton ile
"Hala geçmedin mi Spectrum'a? Senin artık assembler kullanman lazım!" dedi. Biraz tedirgin oldum, yardım/onay istercesine Necati abi'ye baktım. Gülümseyerek bana raftan bir Spectrum verdi,
"Merak etme, gerisini babanla hesaplaşırız" dedi.
Birkaç yıl boyunca Mahir bey'in açtığı yoldan ilerledim. Bir yandan assembler'da öğrendiklerimi BASIC ile birleştirip Ecom'da (daha sonraki zamanlarda da Tepum'da) satılacak ticari ürünler geliştirmeye çalışıyordum, bir yandan da yeni gelen oyunları kırarak/disassemble ederek neyin nasıl yapıldığını anlamaya çalışıyordum.
Spectrum için "Glass" (Quicksilva) çıktığında hepimiz şok olduk. Tıpkı Amstrad gibi bloklar halinde yükleyen, o güne dek gördüğümüz en acaip turbo yükletme tarzına sahip süper bir oyundu. Mahir bey bana bir kopyasını uzatıp, "
Bunu kır, yarın getir!" dedi. Hiç sorgulamadan,
"Peki efendim" diyerek koştum eve. Ertesi gün oyunun normal spectrum loader ile çalışan crack'ini teslim ettiğinde, Mahir bey gözlüklerinin üzerinden bakıp,
"Necati, bu çocuk oldu!" dedi.
ZX81'in anılarımda yer etmesini sağlayan şey aletin kendisi değil, Ecom'da yaşadığım sıcak abi-kardeş ilişkisiydi. Bunun bir usta-çırak ilişkisi olduğunu anlamam için, yılların geçmesi gerekecekti...
Üzerimde çok emeği olan Necati abiye şükranlarımı sunar, Mahir hocamın anısı önünde saygı ile eğilirim.